Yunus Emre – Ezeliden Var idi Şiiri
Ezeliden var idi,
Canımda bu aşk odu.
Eşkere etmez idim,
Bildim ki o dost kodu.
Ben razıyam bu yolda,
Günde bin kez yanarsam.
Şekerden daha tatlı,
Şirindir aşkın tadı.
Dört kitabı okuyan,
Bulmadı aşka çâre.
Ne beyler, ne sultanlar,
Ne müderris, ne kadı.
Yer gök oynar ırılmaz,
Yeller eser deprenmez.
Âkıbet şol canın kim,
Aşkın ola bünyâdı.
Aşk anadan doğmadı,
Kimseye kul olmadı.
Hükmüne kıldı esir,
Cümle bilişi, yadı.
Aşka mecnun olanlar,
Assı ziyandan fâriğ.
Korkmaz ıssı soğuktan,
Pes ne biliser odu.
Ezelde benim fikrim,
Enel Hak idi zikrim.
Henüz dahi doğmadan,
Ol Mansûr-ı Bağdâdî.
Aşk çengine düşenin,
Melamet olur canı.
Onun için bed-namdır,
Miskin Yunus’un adı.
Yunus Emre (k.s)
Lügat:
ezeli: başlangıcı olmayan, öncesiz, eski. eskiden beri gelen, çok eski, eski.
eşkere: açık, belli, meydanda, aşikâr.
müderris: medrese ve büyük câmilerde yüksek seviyede ders okutan icâzetli âlim, medrese hocası.
kadı: osmanlı devleti’nde kaza adı verilen yerleşim yerlerine belli bir süre için merkezi yönetim tarafından atamış, görev bölgesindeki şer’i ve idari yargıdan tek başına sorumlu olan ayrıca mülki idare amiri, yerel yönetici ve emniyet müdürlüğü görevlerini yerine getiren bir kamu görevlisidir.
ırılmak: ayrılmak. yrılıp gitmek, uzaklaşmak. yorulmak.
deprenmek: devinmek, kımıldamak, sarsılmak.
bünyad: temel, esas, yapı, bina.
akıbet: eninde sonunda, en sonunda, sonunda.
şol: şu, o.
yad: anma, hatıra, hatırda tutma, zikretme.
biliş: tanıdık kimse, tanıdık, dost.
assı: fayda, kâr, kazanç, menfaat. erken yetişen ürün, erken doğan koyun, keçi yavrusu.
fariğ: çekilmiş, vazgeçmiş; sıkıntısız, rahat.
ıssı: sahip, iye. sıcak. sıcaklık.
biliser: bilecek.
od: ateş, edebiyatta/tasavvufta aşk ateşi olarak da kullanılır.
pes: arka, art, geri. öyle ise, imdi.
çeng: Türk mûsikisinde müzik aletlerinin tamamını ifade eden bir terim, daha çok halk müziğinde kullanılan telli bir çalgının adı.
melamet: kınama, ayıplama, azarlama, çıkışma.
bednam: kötü ün kazanan, kötülüğü ile dillere düşen.
miskin: çok uyuşuk olan; hiç veya yeteri kadar malı olmayan kimse, zelil, zayıf. Tasavvuf. Kulun, gerçek zenginin Cenâb-ı Hak olduğunu ve kendisinin O’na karşı mutlak bir ihtiyaç içinde bulunduğunu bilmesi durumu.
Yunus Emre – Ezeliden Var idi Şiiri
Tasavvuf Şiirleri, Şiir
Yunus Emre Şiirleri
Yunus Emre Divânı
Yorum Yaz
Bir yorum yazmak için giriş yapmalısınız.