Özlü Sözler

George Orwell Sözleri

George Orwell Sözleri

George Orwell Sözleri ve Alıntıları

Birini seviyorsan gerçekten severdin, verecek başka hiçbir şeyin yoksa bile sevgin yeterdi. (1984)

Düşünün… Çünkü henüz yasaklanmadı. (1984)

İnsan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki de. (1984)

İnsan üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz. Sabanı çekecek gücü yoktur. Tavşanı yakalayacak kadar da hızlı koşamaz. Gene de tüm hayvanların efendisidir. (Hayvan Çiftliği)

En iyi kitaplar insana zaten bildiklerini söyleyen kitaplardır. (1984)

Okumak istediğim şeyleri okudum ve onlardan, bana okulda öğrettikleri şeylerden çok daha fazlasını öğrendim. (Rahat Bir Nefes İçin)

Eğer dikkatli dinlersen sessizlik güzeldir. (1984)

Tek iyi insan ölü insandır. (Hayvan Çiftliği)

Dünya, tüm yararlı uğraşlarda ya yerinde saymakta ya da geriye gitmektedir. (1984)

Derler ki zaman her şeyi iyi edermiş, zamanla her şey unutulur gidermiş. Bir de bana sor, o gözyaşları ve kahkahalar, bugün hâlâ canımı yakar, yüreğimi dağlar! (1984)

Başından beri söyledim, namussuzlara güvenmemeliydik. (1984)

Cehaletin sınırı yoktu ve dehşet vericiydi. (Paris ve Londra’da Beş Parasız)

Bir bütün olarak bakıldığında, bugün dünya elli yıl öncesinden daha ilkel. (1984)

Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler. (1984)

Her şey göründüğü gibi olsaydı, eline aldığın deniz suyu mavi olurdu. (Hayvan Çiftliği)

Hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir. (1984)

Kitapları seven biriyle karşılaşmak ne güzel! (Burma Günleri)

Doğruya sarıldığın zaman, tüm dünyayı karşına bile alsan, deli olmuyordun. (1984)

İnsanlar ikiyüzlüdürler. (1984)

Okullarımıza bak, ucuz katipler yetiştiren fabrikalar. (Burma Günleri)

Nasılını anlıyorum, nedenini anlamıyorum. (1984)

Bize duymak istediklerimizi söyleyen kitapları severiz. (1984)

Ben böyle bir çağ için doğmadım. (Bir İdam)

Biraz uğraşırsanız nefes alıp verişinizi bile denetleyebilirdiniz. Ama kalbinizin atışlarını denetlemeniz olanaksızdı. (1984)

Bu hayatta başımıza gelen tüm kötülüklerin insanların zorbalığından kaynaklandığı gün gibi açık değil mi? (Hayvan Çiftliği)

Geçmiş tuhaf şey. Hep yanınızda taşıyorsunuz. (Boğulmamak İçin)

Zeki bir insana en büyük işkence, cahillerin tercih ettiği düzende yaşamaktır. (1984)

Bu hakikatin ta kendisidir -etrafınıza bakarak teyit edebilirsiniz- sofular, daima ahlaksızlarla bir araya gelir. (Papazın Kızı)

Birini seviyorsan gerçekten severdin, verecek başka hiçbir şeyin yoksa bile sevgin yeterdi. (1984)

İyi olmanın mümkün olmadığı bir dünyadaydım. (Kitaplar ve Sigaralar)

Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler. (1984)

Bu ahlaksız dünyada asla iyileşemeyeceğim. (Papazın Kızı)

Akıllılık çoğunluğa bakılarak ölçülmez. (1984)

Olgunlaşıyordu. Yirmi yedi, yirmi sekiz, yirmi dokuz. Artık geleceğin tozpembe görünmediği, tehditkar bir gerçeklikle önünde durduğu yaşa gelmişti. (Aspidistra)

İçinizde bir boşluk vardır, bir daha hiçbir şeye ilgi duyamayacağınız şeklinde bir his. (1984)

Bu hayat, insanı yoruyordu. Takatinin her zerresini tüketiyor, içtenlikle, sorgusuzca mutlu olmanı sağlıyordu. Kelimenin tam anlamıyla insanı aptallaştırıyordu. (Papazın Kızı)

Hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir. (1984)

Doğruya doğru, ben iflah olmam. (Paris ve Londra’da Beş Parasız)

Kalbim kırık, kalakaldım! (Papazın Kızı)

Dünyada yeterince kötülük varken yenilerini aramanın gereği yok. (Papazın Kızı)

Çünkü kitapçılar, para harcamadan uzun süre vakit geçirebileceğiniz nadir yerlerdendir. (Kitaplar ve Sigaralar)

Bize her şeyi, her şeyi söyletebilirler, ama söylediğimiz şeye inandıramazlar. Kafamızın içine giremezler. (1984)

Fakat ben, dans ediyorum gözümde yaşlarla… Çünkü sen yoksun kollarımda… (Papazın Kızı)

Kitaplarını ve fikirlerini koruyabilirsin. Sadece kendi kendine “burada özgür bir adamım” demen lazım; o zaman sorun kalmaz. (Paris ve Londra’da Beş Parasız)

İnsanoğlu, kendinden başka hiçbir yaratığın çıkarını gözetmez. (Hayvan Çiftliği)

Cennet bizim gibiler içindir, bizim gibi aklı başında, inançlı, dinî sorumluluklarını ihmal etmeyen zavallı işçiler için. (Papazın Kızı)

Kötü günlerin sonsuza dek sürmeyeceğini ve bugün korkunç görünen sıkıntıların er ya da geç biteceğini unutma! (Paris ve Londra’da Beş Parasız)

Ne var ki geçmişte yaşamak son derece masraflıdır, hatta yılda iki binden az kazanan kimseler için imkansızdır. (Papazın Kızı)

Kitapları seven biriyle karşılaşmak ne kadar güzel bir duygu! (Burma Günleri)

Şeytanın en sinsi silahı, insana boşa çabaladığını düşündürmesiydi. (Papazın Kızı)

Dünya henüz görmedi bu güzelliğin ötesini:
Yanından geçip giden bil ki ruhsuzun teki! (Papazın Kızı)

Bir şekilde hıçkırmaya başlıyor ve şöyle feryat ediyordu : Yaşamın bu noktaya geleceğini asla, hayır, asla tahmin etmezdi; sinirleri kaldırmıyordu. (Paris ve Londra’da Beş Parasız)

Kişiliğin zayıfsa kızlarla iyi geçinmen mümkün değildir. (Papazın Kızı)

Önemli olan bir tek şey var, o da hiçbir yararı olmasa bile birbirimize ihanet etmemek. (1984)

Öğretmen olmak için bu işi layığıyla bilmek gerekir. (Papazın Kızı)

Ara sıra herkes yalnız kalabileceği bir yer olsun isterdi… (1984)

En kötü düşmanın, diye düşündü, kendi sinir sistemin. (1984)

Çocukluğumu yüceltmiyorum ve bir çok insanın aksine, tekrar küçüklüğüme dönmek istemiyorum. O zamanlar önemsediğim şeylerin çoğuna artık hiç mi hiç aldırmıyorum. (Boğulmamak İçin)

İnançlı insan neyi dert edebilirdi ki? Uğruna kendini adayabileceğin ve yerine getirmekle kalmayıp aynı zamanda anlayabildiğin bir amacın olduktan sonra nasıl hayal kırıklığına uğrayabilirdin? (Papazın Kızı)

Bazı şeyler geri gelmiyordu, insan bir daha geri dönemiyordu. İnsanın içinde bir şeyler ölüyor, yanıp kül oluyordu. (1984)

Aç görünmek ölümcüldür. İnsanlarda seni tekmeleme isteği uyandırır. (Paris ve Londra’da Beş Parasız)

Bilirsin kadınlar asla unutmazlar. (Paris ve Londra’da Beş Parasız)

Sadece aradan uzun bir zaman geçtikten sonra geriye baktığınızda bazı şeyler öbürlerini gölgede bırakacak kadar büyüyor. (Boğulmamak İçin)

Benimle evlensen de evlenmesen de seni seviyorum… (Aspidistra)

Bir gün karanlığın olmadığı bir yerde buluşacağız. (1984)

Hani, çok güçlü bir akıntıya karşı yüzmeye çalışırken birden vazgeçip kendini akıntıya bırakırsın ya, öyle bir şeydi işte. (1984)

“Sabır!” deyip duruyordu. Her şey yoluna girecek. (Paris ve Londra’da Beş Parasız)

Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymamak demektir. Bağlılık bilinçsizliktir. (1984)

Dakiklik, soyluların nezaketidir. (Papazın Kızı)

Sonra tesadüfen bir görüntü ses veya koku ama özellikle koku sizi harekete geçirir ve o zaman sadece geçmişi hatırlamakla kalmaz, geçmişe doğru gidersiniz. (Boğulmamak İçin)

Fazla zeki. Fazla net görüyor ve fazla açık konuşuyor. Parti böyle insanları sevmez. Bir gün kaybolacak. Bu adeta alnında yazıyor. (1984)

Parayı reddetmek, hayatı reddetmekti… (Aspidistra)

Bağnazlık düşünmemek demektir. (1984)

Dilenciler neden hor görülüyor? Çünkü gerçekten de evrensel olarak hor görülüyorlar.. Bence sebebi çok basit, düzgün bir geçim kaynakları olmadığı için. (Paris ve Londra’da Beş Parasız)

Bugün buradayız, yarın yokuz; hayattan keyif almak için o kadar az zamanımız var ki… (Papazın Kızı)

Son, başlangıçta gizliydi. (1984)

“Hikâyem burda sona eriyor. Son derece önemsiz bir hikaye ve umarım en azından bir seyahat güncesi kadar ilgi çekmiştir.. Her halükarda şunu söyleyebilirim: Günün birinde beş parasız kalırsanız sizi bekleyen dünya işte bu. Bir gün bu dünyayı yakından incelemek istiyorum. (Paris ve Londra’da Beş Parasız)

Konuşurken sanki çok mutluymuş, bir an dahi yerinde duramayacak kadar hayat doluymuşçasına, kendine has bir şekilde dans ediyor. (Paris ve Londra’da Beş Parasız)

Fark etti ki en iyi kitaplar zaten bildiğin şeyleri sana söyleyenlerdi. (1984)

Hayatta hiçbir şey laf dinlemeyen çocuklarla uğraşmak kadar sinir bozucu olamazdı. (Papazın Kızı)

Çünkü hiçbir şey değişmemişti. Herkesin göçüp gitmesi dışında hiçbir şey. (Boğulmamak İçin)

Her ideoloji ekonomik koşulların yansımasıdır. (Aspidistra)

Genellikle, kavrama ne kadar fazlaysa yanılma da o kadar fazladır: Zekâ ne kadar fazlaysa akıl o kadar azdır. (1984)

Yapmak istediğimiz şeylerin hep yapılamayacak şeyler olduğunu düşünerek hayatımızı geçirmemiz tuhaf değil mi? (Boğulmamak İçin)

Tehlikeleri göze almaya hazırım, buna değecekse tabii. (1984)

İnsan’ı ortadan kaldırın, açlığın ve köle gibi çalışmanın temelindeki neden de sonsuza dek silinecektir yeryüzünden. (Hayvan Çiftliği)

Ümitsiz bir hayaldi,
Nisan güneşi gibi gelip geçti,
Bir bakış, bir söz aklımı çeldi,
Gönlümü çaldı, çekip gitti. (1984)

Doğru olan ile mümkün olan asla kesişmiyordu. (Kitaplar ve Sigaralar)

Her davranışın sonuçlarını, o davranışın kendisi doğurur. (1984)

Parasızlık rahatsızlık demektir, sefil kaygı demektir, sigarasızlık demektir, başarısızlık bilincinin sürekli var olması demektir, her şeyden de önemlisi, yalnızlık demektir. (Aspidistra)


George Orwell Sözleri ve Alıntıları
Özlü Sözler
George Orwell (Eric Arthur Blair) (d. 5 Haziran 1903, Motihari, Hindistan – v. 21 Ocak 1950, University College Hospital, Londra, İngiltere) İngiliz romancı, gazeteci ve eleştirmen.

Yorum Yaz