Hâce Ahmed Yesevî – Bu Dünyâyı Düşman Tutup Şiiri
Ey dostlar temiz aşkını ele aldım,
Bu dünyâyı düşman tutup yürüdüm ben işte.
Yakam tutup Hazret’ine sığınıp geldim,
Aşk kapısında Mansûr gibi oldum ben işte.
Aşk yolunda âşık olup Mansûr geçti,
Belini bağlayıp Hakk işini sıkı tuttu,
Melâmetler ihânetler çok işitti,
Ey müminler hem Mansûr oldum ben işte.
Âşık Mansûr “Enel Hakk’ ı dile getirdi,
Cebrâil gelerek “Enel Hakk”ı beraber söyledi,
Cebrâil gelerek başın ver deyip yola saldı,
Darağacına asılıp cemâlini gördüm ben işte.
Mansûr gelince dârağacı eğilip kendi aldı,
Bâtın gözü açık olanlar hayrân kaldı,
Işık salıp Allah kendisi nazâr eyledi,
Ey sevgili deyip cemâlini gördüm ben işte.
Nidâ geldi o dârağacına: “çok boğma” diye,
“Sıkı dur her yan bakıp, sen ağma”diye,
Taşa dedi: “Emrimi tutup sen değmeyesin”
Levh-i Mahfûz tahtasında gördüm ben işte.
Üç yüz molla yığılıp yazdı çok rivâyet,
Şeriatdır ben de yazayım bir rivâyet,
Tarikatda hakikatda haktır himâye etmek,
Başımı verip Hakk sırrını bildim ben işte.
“Enel Hakk’ın anlamını bilmez câhil,
Bilge gerek bu yollarda, mertler denizi,
Akıllı kullar Hakk yâdına “sevgili” dedi,
Cândan geçip Sevgili’yi sevdim ben işte.
Îmâ eyledim ârif olsa ibret alsın,
Zâhir ilminden yazıp söyledim işâret kalsın,
İnci-gevher sözlerimi gönlüne koysun,
Hâlden deyip Aşıklara verdim ben işte.
Sâhibsiz Mansûr hor görülmekle tam oldu,
Bir söz ile dostlardan ayrı kaldı,
Kalb hâlini hiç kimse bilmez, Tantanık Rabb’im,
Kanlar yutup ben hem tanık oldum ben işte.
Şeyh Mansûr’un “Enel Hakk”ı yersiz değil,
Yolu bulan bize benzer günâhkâr değil,
Her soysuzlar bu sözlerden haberli değil,
Haberli olup Hakk kokusu aldım ben işte.
Bir gece seherde garîb Mansûr çok ağladı,
Işık salıp Allah kendisi rahmet eyledi,
Ondan sonra Kırklar bakarak şarâp verdi,
Bilgelere bu sözleri dedim ben işte.
Câhillere değil sözüm, dolu hikmet,
İnsanım deyip belini bağlar, hani himmet?
Dünyâ için birbirine eylemez şefkat,
Zâlimlere esîr olup öldüm ben işte.
Zâlimlerde had ne ola, bizde Günâh,
Dervîşlerin huyu kötü, geçmez duâ,
O nedenle Sultân kılar, bize cefâ,
Âyet hadîs anlamından söyledim ben işte.
Zâlim eğer cefâ eylese “Allah” de,
Elini açıp duâ eyleyip sabreyle,
Hakk yardımına yetmez olsa endişe eyle,
Hakk’dan işitip bu sözleri söyledim ben işte.
“Zâlim eğer zulüm eylese Bana ağla,
Yaşını saçarak Bana sığınıp belini bağla,
Harâm şüphe terk ederek yürek dağla..”
Zâlimlere yüzbin belâ verdim ben işte.
Zâlimlerin yakınlığı nedir Ben Yaradan;
Yaradan’ı aklına getirmeden sen unutan,
Benden vazgeçip zâlimlerin elini tutan…”
Zâlimlere kendim kıymet verdim ben işte.
Sana cezâ, Yaradan’a yalvarmadın,
“Allah” deyip geceleri kalkıp inlemedin,
Gerçeklerden sözler söyledim, işitmedin,
“Zâlimlerin elini uzun kıldım ben işte.”
Ey habersiz Hakk’a gönül yürütmedin,
Dünyâ Harâm, ondan gönül soğutmadın,
Nefsden geçip Allah’a doğru yönelmedin,
Bu nefs için ağlamaklı ve şaşkın oldum ben işte.
“Zâlimleri şikâyet etme, zâlim kendin,
Huyun riyâ, etki etmez halka sözün,
Dünyâ mâlını dolu verdim doymaz gözün,
Harîsleri “Siccin” içine saldım ben işte.”
Kızıl dudağı hareketlenip Sen’i söyledi,
Cân ve kalbim ümmetlerinin gözaydınlığı,
“Hakk’a kul, bana ümmet olan hani?”
Gerçek ümmetin sinesine koydum ben işte.
Kul Hoca Ahmed Hakk sözünü söyleyip geçti,
Aynel-yakîn tarikatta bozlayıp geçti,
İlmel-yakîn Şeriatı gözleyip geçti,
Hakkel-yakîn hakikatından söyledim ben işte.
Hâce Ahmed Yesevî (k.s)
Hâce Ahmed Yesevî – Bu Dünyâyı Düşman Tutup Şiiri
Tasavvuf Şiirleri, Şiir
Hâce Ahmed Yesevî Şiirleri
Divân-ı Hikmet
Yorum Yaz
Bir yorum yazmak için giriş yapmalısınız.