Bahaettin Karakoç – Çelişkiler Çetelesi Şiiri
Acıkınca, susayınca
Pençelerini yalayan
Bir köşeye sıkışınca
Hep ulum ulum uluyan
Hep saldıran ve dalayan
Nefsindir senin ham nefsin
Bilenler demez mi sana
Sen niye geldin cihana
Bu mudur şap yüzlü şehrî
Bu mudur en usta sekban?
O nefis ki kişneyince
Kurşun döker hece hece
Çok öksürür gündüz-gece
Ay tutular yüreğinde
Islaklık kemiğe siner
Güvenin anası sevgi
Tiner gibi uçup gider
Görenler demez mi sana
Kervanın mı indi hana
Bu mu ırmak, bu mu bahri
Bu mu ilâç bulan Lokman?
Yel esmeden üşüyünce
Nefsindir külhan arayan
Ben eksenli bir aynada
Yağlayıp perçem tarayan
Şablonu şeytana uyan
Demezler mi artık uyan
Ak ya da kara lahana
Kaç öğün yeter ki sana?
Yüzüp geçeceksen nehri
Sana idman gerek idman.
Kanatarak kaşıyınca
Kabuk tutmuş bir yarayı
Acı söndürür çırayı
Pili bitmiş saat gibi
Topallayınca düşünce
Kalmayınca bir çâresi
Ey zamanın âveresi
Duyanlar demez mi sana
Neden üşüyor nirvana
Nerde bu fermanın mührü
Bir buhur muydu brahman?
İşte gene bir yaz geçti
Dalda dirense de yaprak
Düşer çağırınca toprak
Senin açlığını gören
Dost pay almaktan vazgeçti
Erdem ışık, erdem başak
Aç gözünü göklere bak
Ufuksuzluk toz bulutu
Her ufuk bir sırlı kutu
Git-gel o yana bu yana
Bir gün demezler mi sana
Sokrat’ın içtiği zehri
Haydi sen de iç ey kurban?
Bahaettin Karakoç – Çelişkiler Çetelesi Şiiri
Bahaettin Karakoç Şiirleri
Yorum Yaz
Bir yorum yazmak için giriş yapmalısınız.