Bâkî – Bir Hoş Sadâ imiş Şiiri
Sâkıyâ kalmaz imiş çünki bu sohbet bâkî
Mey-i gül-gûn içelüm bâde-i cennet bâkî
Hâbda almış idüm bûs-ı leb-i cânânı
Cân dimağında dahi şimdi o lezzet bâkî
Beni öldürdi firâkun meded ey dost yitiş
Hele bir pâre dahi tende harâret bâkî
Ağlamazdum bu kadar zâr u zebûn olduğuma
Kalsa bir pâre gamun çekmeğe tâkat bâkî
Bâkî ölsün yoluna pâdişehüm sen sağ ol
Baht pâyende Hudâ yâr sa’âdet bâkî
* * * * *
Dilâ cihânı şirişkümle pür-şarâb itdün
Behey harâb olası âlemi harâb itdün
Şarâb sohbetin illerle eyledün vardun
Firâkun âteşine bağrumı kebâb itdün
Ne sende mihr ü vefâ var ne bende sabr u karâr
O yok bu yok ne aceb bizden ictinâb itdün
Şemîm-i nâfe-i hâlinden ey nesîm-i seher
Dimâğ-ı âlemi pür-bûy-ı müşg-i nâb itdün
Saçı kelâmın o denlü uzatdun ey Bâkî
İki sahîfe yiri başka bir kitâb itdün
* * * * *
Zülf-i siyâhı sâye-i perr-i hümâ imiş
İklîm-i hüsne anun içün pâdişâ imiş
Bir secde ile kıldı ruh-ı âfitâbı zer
Hâk-i cenâb-ı dûst aceb kîmyâ imiş
Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş
Görmez cihânı gözlerümüz yâri görmese
Mir’ât-ı hüsni var ise âlem-nümâ imiş
Zülfün esîri Bâkî-i bî-çâre dostum
Bir mübtelâ-yı bend-i kemend-i belâ imiş
Bâkî – Bir Hoş Sadâ imiş Şiiri Günümüz Türkçesi ile…
Ey bizlere aşk kadehi sunan saki! Bu sohbet sonsuza dek devam etmez.
Gül renkli aşk şarabını içelim. Cennet kadehi sonsuza dek kalıcıdır.
Sevgilinin insanı fenaya ulaştıran öpücüğünü uykuda almıştım.
Benim can dimağımda o lezzet hâlâ duruyor.
Ey sevgili! Beni senin ayrılığın artık öldürdü, gel yetiş.
Öyle bir durumdayım ki tenimde bir parça bile olsun hararet kalmadı.
Ey sevgili! Eğer tenimde senin gamını çekmek için bir parça takatim olsaydı;
ben, inlemelerime ve düşkün oluşuma ağlamazdım, senin gamını çekerdim.
Ey benim padişahım olan sevgili! Bâkî senin yolunda ölsün, yeter ki senin canın sağ olsun.
Bahtın sürekli açık, Allah yârin olsun; mutluluğun da sonsuza dek devam etsin.
* * *
Ey gönül! Gözyaşımla dünyayı şarapla dolu bir hâle getirdin.
Be hey! Harap olası dünyayı harap ettin.
Şarap sohbetini gittin yabancılarla yaptın.
Ayrılığın ateşiyle de benim bağrımı âdeta kebap hâline getirdin.
Ey sevgili! Ne sende sevgi ve şefkat var ne de bende sabırlı ve metanetli bir duruş.
O yok, bu yok. Ey sevgili! Sen bizden neden bu kadar sakınıyor, kendini gizliyorsun.
Ey seher rüzgârı! Sevgilinin içine misk kokusu koyulan keseye benzeyen beninin kokusuyla
âlemin dimağını baştan ayağa tertemiz ve saf bir şekilde kokar hâle getirdin.
Ey Bâkî! Sevgilinin saçına dair olan bahsi o kadar uzattın ki,
iki sayfada anlatabileceğin şeyi, bir kitap hâline getirdin.
* * *
O sevgilinin siyah saçı hüma kuşunun gölgesi gibiymiş.
O sevgili ondan dolayı güzellik ülkesinin padişahı imiş.
Dostun mübarek toprağı acaba nasıl bir kimya imiş ki
bir secde ile güneşin yanağını altın hâline getirdi?
Sesini bu dünyaya Hz. Davut gibi sal. Ey Bâkî!
Bu gökkubbede kalan yalnızca bıraktığın bir hoş sada imiş /
Bu gökkubbede sonsuza kadar kalıcı olan yalnızca bıraktığın bir hoş sada imiş.
Bizim gözlerimiz sevgiliyi görmedikten sonra dünyayı hiç görmez.
O sevgilinin güzelliğinin aynası var ise o ayna dünyanın tamamını gösteren bir hüviyette imiş.
Ey sevgili! Bâkî, senin saçının esiri olmuş.
Senin saçın, bir belâ ipliğinin esirine mübtelâ imiş.
Bâkî – Bir Hoş Sadâ imiş Şiiri
Divân Şiiri, Şiir
Şiir: Bâkî
Seslendiren: Serdar Tuncer
Albüm: Şiir Medeniyeti, 2017
Yorum Yaz
Bir yorum yazmak için giriş yapmalısınız.