Hikmetli Sözler

Şems-i Tebrizî Hazretlerinin Hikmetli Sözleri

Şems-i Tebrizî Hazretlerinin Hikmetli Sözleri

Şems-i Tebrizî Hazretlerinin Hikmetli Sözleri

Söylediğim şeylerin hepsinden vazgeçtim, pişman oldum.. Çünkü sözde mâna, mânada söz kalmadı.

İnsanoğlunun edepten nasibi yoksa insan değildir. İnsan ile hayvan arasını ayıran edeptir.

Şaşarım seven insan nasıl uyur?
Âşıka her türlü uyku haramdır.

Sen ki doğrusun, doğru kal! Doğruluk göster. Eğriye ne kadar doğru desem doğrulmaz. (M/33-34)

Benim meclisime yol bulan kimsede görülecek ilk etki, başkalarının sohbetinden soğuması, hoşlanmamasıdır. (M/37)

Aşk, gönül işidir, akıl işi değil.

Bir yerde yer yer sızmış kanlar görürsen,
Bil k! benim gözümden damlamıştır.

«Ben insanı ilk görüşte tanırım» diyen kimse büyük hata içindedir.

Akıl, kişilerin bağıdır, aşk bu bağları çözer.
Akıl der ki, taşkınlık etme! Aşk da teklifsiz davran, der!

Esrar hazinesinin düğümünü çözmek için, Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v) elinden ve gönlünden başka bir anahtar yoktur.

Susmak, mana eksikliğinden değildir, (belki de) mânanın derinliğindendir.

Derneğin bozulması, dostların dağılması, hep birbirlerini gözetmemelerinden ileri gelir.

Mana aleminden, bir elif dışarı fırladı. O, elifi anlayanlar her şeyi anladılar. Onu anlamayanlar da hiç bir şey anlayamadılar.

Ruh alemine mensup erenlerin sözleri canlara işler; heva ve hevesle dolu olan sen nasıl anlayabilirsin.

Bana Mecnun’un gözüyle bak; sevgiliye, seven gözlerle bakmalı.

Sabrın manası işin sonunu görebilmek, sabırsızlığın manası da işin sonunu göremeyecek kadar kısa görüşlü olmaktır.

Kuran okumak gönüle sefa verir.

Halka, kapıya asılır ama o kapı da evin içini göremez ve anlayamaz. Halka kapının dışındadır, evin iç özelliği ise başkadır.

Halka, kurtuluş ve müjde sözleri boş geliyor; onlara cehennemliklerin sözü daha tatlı geliyor.

Sen gerçi Müslümansın fakat bu kadarcıkla yetinme, daha da Müslüman ol!

Mürit, yani hak yolunun yolcusu olgunlaşmadıkça hevasına uymaktan kurtulamaz.

Gam çekme, tasalanma, umutsuzluğa düşme karanlığın uzamasından! Uzun gecelerden sonra aydınlık günler başlar.

Sağlığı korumak, sağlık aramaktan; günahtan korunmak da tövbe istemekten daha kolaydır.

Ayrılık insanı pişirir, düzeltir. Bu gün düzelmiş ve pişmiş olarak kavuşmak mı daha iyidir, yoksa hep ayrılıktan pişmek mi?

Öyle diri yaşayın ve öyle diri ölün ki, bir daha ölmeyesiniz!

Hangi nimet vardır ki, zamane onu bulandırmasın?

Heva ve heveslerine kapılmış kimselerle düşüp kalkma ki seni karartmasınlar.

Güneş, hiç yarasanın gözü incinir diye ışığını terk eder mi?

Yarasadan yahut zayıf gözlülerden güneşe gam yoktur. O hep nur saçar. Ondan ancak güneşe tapanlar için korku vardır.

İnanç ve aşk insanları kahraman yapar, bütün korkuları giderir.

Eşeğe yükletilen bir çuval kitabın hayvana ne faydası olur?

İnsanlar içinde yaşa ama tenhada daima Allah ile halvette ol, hep tek başına kal.

Eğer susarsan konuşman da daha aydınlık olur. Çünkü sükutta, hem sessizliğin ışığı, hem de konuşmanın faydası gizlidir.

Allah’ı arayanlardan hiç bir talip yoktur ki, aradığı yolda olgunlaşmış olmasın.

Dervişte, Allah erlerinde, öyle bir inanç var ki, sanki bu saat kıyamet saatidir, son günüdür.

Başkalarına baktığın gözle, Leylâ’yı nasıl görebilirsin?
Onu göz yaşlarınla tertemiz yıkamadıkça!

— Şems-i Tebrizî (k.s)


Şems-i Tebrizî Hazretlerinin Hikmetli Sözleri

Hikmetli Sözler
Şems-i Tebrizî Hazretleri (kûddise sırruhû)

Yorum Yaz