Anatole France Sözleri ve Alıntıları
Sen gidince, hatıraların geliyor bana işkence etmeye. Bana verdiğin mutluluğun diyetini ödemem gerekiyor. (Kırmızı Zambak)
Yaşlılığın en güzel tarafı, insanların artık size acı çektiremiyor olmasıdır. (Perde Arkası)
Acı kadar hiçbir şey genişletemez aklı. (Kırmızı Zambak)
Güzel olan yalnız sadeliktir.
Bilirsin ki seni ancak seninle unutabilirim ben. (Kırmızı Zambak)
Siz korku ekiyorsunuz, oysa kahramanları yaratan cesaretten çok korkudur.
Dar görüşlü değilimdir ben elbette ; ama öyle ahlaksızlıklar var ki tiksindiriyor beni. (Kırmızı Zambak)
Kelimelerde bütün sihirlerden daha kuvvetli bir sihir vardır. Şairler, çocuklar gibi hayallerle eğlenirler. (Epikürün Bahçesi)
Çok sevdim seni. Şimdi sen beni bunun için cezalandırıyorsun. (Kırmızı Zambak)
Mutlu olmak mı istiyorsun bilmeyeceksin, gönlünü yalanlarla avutacaksın.
İnsanlar birbirine çarpıp parçalanıyor. Birbiriyle yoğrulamıyor. (Kırmızı Zambak)
İnsan başına gelecekleri bilse, hayat çekilmez olur.
O biliyordu ki aşk ufak çapta kısa bir sarhoşluktu, insan da bu sarhoşluktan biraz üzgün ayrılıyordu. (Kırmızı Zambak)
Kişi başkalarının yıkımında kendi yıkımını görür ve başkalarına acırken aslında kendine acır.
İnsan ancak istek duyarsa acı çeker. (Kırmızı Zambak)
İnsanlar hiçbir zaman eşit olamayacaklar. Yeryüzünde her zaman büyükler ve küçükler, şişmanlar ve zayıflar bulunacaktır.
İlk defa seviyorum, beni de biri ilk defa gerçekten seviyor. Korkuyorum. (Kırmızı Zambak)
Ben akla aşığımdır, ama aklın yobazı da değilim. Akıl bize yön verir ve bizi aydınlatır; ama ona tapmaya kalkarsanız gözünüzü kör eden cinayetlere sürükler.
Onu daha az sevmem için hiçbir neden yok. (Kırmızı Zambak)
Bütün saygınlıklarını yitirmişlerdi; ne övgüye, ne sövgüye değerdiler. (Mail’in Karaağaçları)
Beni sevemeyecekseniz, bırakın gideyim. Bir yerlere giderim, sizi unuturum, nefret ederim sizden. (Kırmızı Zambak)
Kendimde en küçük bir evliyalık istidadı hissetmiyorum. Şu noksan halimi seviyorum. Noksanlarımı varlığımın bir hikmeti gibi telâkki ediyorum. (Epikürün Bahçesi)
Severim onu. Çünkü çok zarif bir ruhu var. (Kırmızı Zambak)
Bugün bizim yoksun olduğumuz şey ilâhi ruh, diye içini çekti, ne bilgi, ne zekâ! (Mail’in Karaağaçları)
Kendini niye verdin? Mademki bütün bütün vermeyecektin, beni kandırman neye yaradı? (Kırmızı Zambak)
Yetersiz bir yönetim, kötü bir yönetimden iyidir. (Mail’in Karaağaçları)
Beni gerçekten sevseydin başka birini sevemezdin. (Kırmızı Zambak)
Kötülerle kötülük yaparak baş edilmez. (Mail’in Karaağaçları)
Yüreğimize yerleştirdiklerimizi kolayca sıyırıp atmamalıyız. (Kırmızı Zambak)
Ruhlar en ziyade esrarengiz şeylerden hoşlanırlar. Örtüsüz güzellik yoktur. Meçhulü her şeye tercih ederiz. (Epikürün Bahçesi)
Ne yazık ki, üzüntülerinizi de, sevinçlerinizi de tanımak hakkım değil. (Kırmızı Zambak)
Dümende kimse yoksa gemiyi sudaki kayalar yönetir. (Penguenler Adası)
İnsanlar birbirlerine hep bir şeyler anlatmaya çalışırlar ama birbirlerini hiçbir zaman anlamazlar. (Kırmızı Zambak)
Şaka düşüncenin neşesi, bilgeliğin sevincidir. (Edebiyat Hayatı)
Sevilmek istiyoruz; ama sevdikleri zaman ya bize acı çektiriyorlar ya da canımızı sıkıyorlar… (Kırmızı Zambak)
İnsanlar nedensiz yere kuşku duymazlar, fakat nedensizce inanırlar. (Penguenler Adası)
Geçmiş, insanlar için tek gerçektir. (Kırmızı Zambak)
Dış güzelliği değil, saklı güzelliği sevin. (Penguenler Adası)
Hoşuma gidiyordunuz; düşüncelerinizden hoşlanıyordum, artık sizden vazgeçemezdim. (Kırmızı Zambak)
İnsan hiç kimseye güvenmemeli. Ne insanlara, ne olaylara, hiçbir şeye güvenmeyin. Hayat, sürekli bir ihanetten başka bir şey değil. (Kırmızı Zambak)
Bu dünyada her şey, kıpırdayan bir kumsal gibi aldatıcı. (Thais)
Ben yaşadığımı ancak sizinle olduğum zaman hissettim. (Kırmızı Zambak)
Git! İster zaferle ayrıl ister yenil; talihin iyi de kötü de olsa şanın aynı kalacak. (Perde Arkası)
Yalnız, şu var ki, hayatın hiç de acıması yok, insanı atıveriyor, itiveriyor, yuvarlayıveriyor… (Kırmızı Zambak)
Şu yeryüzünde, kim kıymetli bir şeyini kaybetmemiştir ki! Gönül barışıklığı, vicdan rahatlığı, çocukluktan bu yana oluşan dostluk ya da… koca sevgisi, işte bu gibi şeyler! (Mail’in Karaağaçları)
Bir gölgeye ancak bir gölge ağlayabilir. (Kırmızı Zambak)
Birçok kadın, modayı takip edeceğiz diye çirkin oluyorlar. İnsan kendi vücuduna göre giyinmelidir.
Kitaplarda yalnız kendimizi buluruz. (Kırmızı Zambak)
İmgelem bizim en büyük düşmanımızdır. İmgelemi öldürmeyi başaramayan bilginler, derin bilgiyi sonsuza dek kaybederler. (Balthasar)
Ne yapayım… Aşka ihtiyacım var benim! (Kırmızı Zambak)
Allah’ım deliriyorum, deliriyorum. (Perde Arkası)
İleriyi düşünmeye artık cesaret edemedi. İçinde bulunduğu saatte yaşıyordu. (Kırmızı Zambak)
Haklı ve haksız, bu büyük kentte savaş veriyor. (Penguenler Adası)
Çok hoş bir ruh dünyası vardı. O güne kadar kendisine açılan ruhların en güzeli. (Kırmızı Zambak)
Yarının beklentisi içinde yaşıyoruz, periler padişahının, yarının o mavili karalı, çiceklerle yıldızlarla, gözyaşlarıyla benekli cübbesinin içinde getireceği şeylerin beklentisi içinde yaşıyoruz. (Kırmızı Zambak)
İnsanların içindeydi, ama anılarıyla yalnızdı. (Mail’in Karaağaçları)
Doğduğumuzda çoktan yaşlanmıştık biz! (Kırmızı Zambak)
Toplum bir eldiven gibi ters dönmüş olsaydı ve biz de orada yaşasaydık hepimiz nefret ve korkudan yığılır kalırdık. (Perde Arkası)
Umutsuzum ama pek sakinim. (Kırmızı Zambak)
İnsanı mutlu ya da mutsuz eden düşüncedir. İnsan bir düşünceyle yaşar, bir düşünceyle ölür. (Kırmızı Zambak)
Bilimler insan dostudur; kişiyi düşünmekten alıkoyar. (Balthasar)
Ömür nedir ki? İçine ne sığdırırsanız sığdırın gene de azıcık kalır! (Kırmızı Zambak)
Bilim yanılmaz; ama bilginler her zaman yanılır. (Balthasar)
Ve arzusuz yaşamayı öğreneceğim. Ondan sonra da kedersiz olacağım artık; çünkü yalnız arzu ve başıboşluk kederli kılar bizi. (Kırmızı Zambak)
Sanığın hakkı kutsaldır, toplum yararı iki kez kutsaldır, adaletin yararı ise üç kez kutsaldır. (Mail’in Karaağaçları)
Birbirlerine acıyarak baktılar, çünkü ikisi de kendisine acıyordu. (Kırmızı Zambak)
Ama bak, ben gökyüzünde yeni bir yıldız keşfettim. Çok güzel ve canlıymış gibi görünüyor, ışıldadığı zaman tatlılıkla göz kırpan tanrısal bir göz gibi. Ne mutlu, ne mutlu bu yıldız altında doğana. (Balthasar)
Ben talihsizliğin örneğiyim. (Penguenler Adası)
Kendimi ona verdim; çünkü beni seviyordu. (Kırmızı Zambak)
Sanatkâr hayatı sevmeli ve hayatın güzelliğini bize göstermelidir. O olmasaydı hayatın güzelliğinden şüpheye düşecektik. (Epikürün Bahçesi)
Bir felsefe kitabını dolduran bu sönmüş ve zayıflamış seslerin bizi bu dünyadan alıkoyacak derecede kâinat hakkında aydınlatacağını sanmayınız. (Epikürün Bahçesi)
Yalnız, dinle beni, artık geçmiş olan bir zamanı kurcalamakla kendimizi yormayalım. (Kırmızı Zambak)
Us’lu demek, bilen demektir. Bir genç kızın ise, hiçbir şey bilmediği zaman uslu olduğu söylenir. Böylece bilgisizliği geliştirilir. (Penguenler Adası)
Bir adamın, bir kadının ne yaptığını bilmediği bir yaşta evlenmesini, bu çılgınlığı yapabilmesini aklım almıyor. (Kırmızı Zambak)
Övülmeye karşı duyarlıydı. Düşman ancak gurur kapısından geçerek onun ruhuna girebilirdi. (Mail’in Karaağaçları)
Memleket bıktı artık aşırılıklardan. (Kırmızı Zambak)
Artık ağlama… Olmayan bir şey, hiçbir zaman olmamış demektir. (Kırmızı Zambak)
“Neden üzgünsün ruhum, neden üzüyorsun beni?” diyordu kendi kendine. (Thais)
Türlü çeşit zenginlikler var. Eğer soylular yoksullaşırsa ve halk tabakası zenginleşirse, devlet tepe taklak olur ve bu her şeyin sonudur. (Mavi Sakal’ın Yedi Karısı)
Ya başaracaklar ya da öleceklerdi. Bir üçüncü seçenekleri yoktu. Yüreklerindeki ateş ve davranışlarindaki soğukkanlılık bundandı.
Halkın sevgisi dediğiniz şey ne zaman geri tepmemiştir ki? Kitleler göklere çıkararak övdükleri hangi harekete sonuna kadar destek olmuşlardır ki? (Bay Bergeret Paris’te)
İnsanlar bugün neyse dün de oydu. Bencil, hoyrat, cimri, hain. (Kırmızı Zambak)
Her şeye bağlı kalanlar arasında her şeyden el çekin. (Edebiyat Hayatı)
İnsan ruhunun bir parçası, hayvan sevgisini tadana kadar uyanmaz. (Penguenler Adası)
Ey düşünce, nereye sürükledin beni? (Thais)
Tartışırken insan onları aydınlatamadığı gibi günaha da girerdi. Bunun içindir ki gerçeği iyi tanıyanlar onu yayarken dikkati de elden bırakmamalı. (Thais)
Anatole France Sözleri ve Alıntıları
Özlü Sözler
François-Anatole Thibault (d. 16 Nisan 1844, Paris – ö. 12 Ekim 1924, Saint-Cyr-sur-Loire, Tours), Fransız yazar.
Yorum Yaz
Bir yorum yazmak için giriş yapmalısınız.