Özlü Sözler

Gabriel Garcia Marquez Sözleri

Gabriel Garcia Marquez Sözleri

Gabriel Garcia Marquez Sözleri ve Alıntıları

Her şeye karşın, yüreğin belleğinin kötü anıları sildiğini, iyileri büyüttüğünü, geçmişe katlanmayı bu hile sayesinde başardığımızı bilmeyecek kadar gençti daha. (Kolera Günlerinde Aşk)

Yaşamda gereksinim duyduğum tek şey, beni anlayan birisi. (Kolera Günlerinde Aşk)

Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım. (Kırmızı Pazartesi)

Kötülük dünyada değil, kişinin yüreğindedir. (Kırmızı Pazartesi)

Ne kimsenin önünde eğil, ne kimseye dil dök. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Kendini beğenmiş adamlardan nefret ederim. (Kırmızı Pazartesi)

Aşk da öğrenilir. (Kırmızı Pazartesi)

Yüreğini kolla… ölmeden çürüyorsun. (Yüzyıllık Yalnızlık)

İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir. (Yüzyıllık Yalnızlık)

İnsanın en iyi dostu ölmüş olan dostudur. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Suçu toplum hazırlar, suçlu işler. (Kırmızı Pazartesi)

En çok yandığım da, bunca zamanı yitirmiş olmamız. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Aşk, yıllar önceki aşkını yıllar sonra gördüğünde ilk günkü gibi tutkuyla sevmektir. (Kolera Günlerinde Aşk)

Aklına gelmeyen tek şey vazgeçmekti. (Kırmızı Pazartesi)

Ama insan onun göğsünü dinleyince yüreğinin içinde fokurdayan gözyaşlarını duyabiliyordu. (Kırmızı Pazartesi)

Bana, istediğinizi yasaklayabilirsiniz. Ama düşünmemi yasaklayamazsınız. (Aşk ve Öbür Cinler)

Her zaman her şeyi anlamışımdır, ölüm dışında. (Aşk ve Öbür Cinler)

Bir dakikalık uzlaşma, ömür boyu arkadaşlıktan daha değerlidir. (Yüzyıllık Yalnızlık)

İnsanın adının kötüye çıkması, sağlığının bozuk olmasından daha beter. (Kolera Günlerinde Aşk)

Dünyada bu deliler evinden daha iyi, daha güzel, kapısı herkese açık bir ev olmayacak. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Hayatın en sonunda kötü bir romana bu kadar benzeyebileceğini kabul etmek gelmiyordu içimden. (Kırmızı Pazartesi)

Her zaman ölüden yana olmak gerek. (Kırmızı Pazartesi)

Mutluluğun iyi edemediğini iyileştirecek ilaç yoktur. (Aşk ve Öbür Cinler)

Yüzü, yalnızlık kuraklığından kırışmıştı. (Yüzyıllık Yalnızlık)

İnsanın yüreğinin nedenlerini anlamıyorsunuz. (Kırmızı Pazartesi)

Seks, insanın aşkı bulamadığında elinde kalan bir tesellidir. (Benim Hüzünlü Orospularım)

Zaman nasıl da geçiyor… Bu korkunç bir şey! (Yüzyıllık Yalnızlık)

Başkalarının acılarına katlanmak, kendi acılarına katlanmaktan daha kolay geliyordu ona. (Kolera Günlerinde Aşk)

Hiç şaşmaz yüreği, ona karanlıkta yol gösteriyordu. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Gerçek üzüntü ne zaman başlar biliyor musun? Yaşın kadar yaşamadığını anladığın an. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Ölümü gülünç buluyordu. Ölümü umursadığı yoktu, ama yaşam çok şey demekti. O yüzden de idam hükmü verildiği andaki duygusu korku değil, özlem oldu. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Dünyada tek başına ölmekten daha büyük bir felaket olamaz. (Benim Hüzünlü Orospularım)

Tek ortak yanları, aileye özgü yalnızlık havasıydı. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Canlı canlı çürüyoruz. (Albaya Mektup Yok)

İnsan gerçekte olduğu değil, hissettiği yaştadır. (Benim Hüzünlü Orospularım)

Hiçbir şey, ölümünden daha çok benzemez insana. (Kolera Günlerinde Aşk)

Aşkımın kanıtı olarak sana gözyaşlarımı yolluyorum. (Kırmızı Pazartesi)

Ölümden çok yaşamdı sınırsız olan. (Kolera Günlerinde Aşk)

İnsan böylesi bir koyuvermişlik içinde yaşayamaz. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Olayların gerçeğini, herhangi bir biçimciliğe girmesine gerek kalmadan görmesine yarayan bir kavrayışı var gibiydi. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Halka, savaşın geçmişte kalan anlamsız bir karabasan olduğunu düşündürecek ölçüde güvenlik, dirlik ve düzen getirdi. (Yüzyıllık Yalnızlık)

İnsanın dü­şünecek o kadar çok vakti oluyor ki, sonunda kâhin olup çıkıyor. (İyi Kalpli Eréndira)

Seni unutmama izin verme. (Aşk ve Öbür Cinler)

Açıkça söylemek gerekirse, hayatta hiçbir becerisi, parlak hiçbir yanı olmayan, soyu tükenmiş biriyim. (Benim Hüzünlü Orospularım)

Her yeni gün, insanın fazladan kazandığı bir gündü. (Kolera Günlerinde Aşk)

Aynı ırmağa giren kişilerin üzerinden her zaman farklı sular akar. (Benim Hüzünlü Orospularım)

Si­zin ötekilerden de beter olduğunuzu söylüyorlar, çün­kü onlardan farklıymışsınız. (İyi Kalpli Eréndira)

Felaketlerde aşk daha yüce, daha soylu olur. (Kolera Günlerinde Aşk)

Aşkları artık ölüme terk edilmiş gibi, kimsenin umursamadığı soluğu tükenmiş bir sevdaydı artık. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Onu ne kadar çok tanırsam, o kadar az tanıdığımı hissediyorum. (Aşk ve Öbür Cinler)

İnsanın nankörlüğü sınır tanımaz. (Albaya Mektup Yok)

‘Umut karın doyurmaz’ dedi kadın. ‘Karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar.’ diye yanıtladı albay. (Albaya Mektup Yok)

Sanki öldükten sonra onu bir kez daha öldürmüştük. (Kırmızı Pazartesi)

Çünkü erkeklerin en büyük özelliği, doyduktan sonra açlığı inkâr etmeleriydi. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Ne yaparsan yap, bu yıl ya da yüz yıl içinde bir gün sonsuza dek öleceksin. (Benim Hüzünlü Orospularım)

Büyüdükçe uygarlaşacağımıza vahşileşiyoruz. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Adamın şansı doğuştan açık olmadı mı, bir daha da olmaz. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Düşüncelerini kabullenecek olursanız, hiçbir deli, deli değildir. (Aşk ve Öbür Cinler)

Sessizdi, kabuğuna kapanmıştı; ama sessizliği ölü değildi. Umutsuz ve zorlu bir durgunluk. (Yaprak Fırtınası)

Aşkın fazlası da aşksızlık kadar tehlikelidir bu iş için. (Kolera Günlerinde Aşk)

Bakılıp durmaktan başka işe yaramayan ağaçları sevmiyorum. Başka bir işe yaramaları gerekli. (Mavi Köpeğin Gözleri)

Şu dünyada akıl almaz şeyler oluyor. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Hayatta olmaktan korkarak yaşıyorum. (Aşk ve Öbür Cinler)

İnsanlar birinci mevkide giderken, edebiyat yük katarına atılırsa, dünyanın anası bellenmiş demektir. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Üzüntü duyma gereksinimi, yıllar geçtikçe bir tutkuya dönüşüyordu. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Her şey mümkündür hayallerde. (Anlatmak için Yaşamak)

Nefretle aşkın karşılıklı tutkular olduğunu fark etmişti. (Kırmızı Pazartesi)

Onun sevgiye ihtiyacı vardı. Ona sevgiyi de yalnızca ailesi verebilirdi. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Zengin değilim, parası olan yoksulum ben; bunlar başka başka şeyler. (Kolera Günlerinde Aşk)

Ahlâk da bir zaman sorunudur. (Benim Hüzünlü Orospularım)

Ömrüm boyunca bir daha onunla karşılaşmamak için bütün kalbimle dua ettim. (Benim Hüzünlü Orospularım)

İnsanın sonunda başkalarının sandığı gibi biri olmaması imkansız. (Benim Hüzünlü Orospularım)

İnsan hiçbir zaman inancını tam olarak yitirmez, içinde hep bir kuşku kalır. (Aşk ve Öbür Cinler)

Düşünsene: İnsanın elinin altında onca miktarda para olsun da, basit bir gönül zaafı yüzünden hayır demek zorunda kalsın. (Kırmızı Pazartesi)

Konu ne olursa olsun yazılarımı onun için yazıyordum, yazılarımda onun için gülüyor, onun için ağlıyordum; her bir sözcükle hayatımdan bir parça gidiyordu. (Benim Hüzünlü Orospularım)

Her zaman söylemişimdir kıskançlık gerçeklerden daha fazlasını bilir diye. (Benim Hüzünlü Orospularım)

İçeri giremezsiniz, Albayım. Belki siz savaşta komuta edersiniz, ama evimde benim sözüm geçer. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Kimse aldatmasın kendini, sakın, sanmasın ki daha uzun sürecek beklediği hayat, daha önce gördüklerinden. (Benim Hüzünlü Orospularım)

İnsanın yaşadığı değildir hayat, aslolan hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır. (Anlatmak için Yaşamak)

Unutma, gözlerine hiç bakmadım. Aşık olmaktan korkan adamın sırrıdır bu. (Yaprak Fırtınası)

Aşk yüzünden delirenler hiç eksik olmaz burada; günün birinde size bu fırsatı verecek bir aşk delisi nasıl olsa çıkar. (Kolera Günlerinde Aşk)

Sonunda bunun asla bir aşka dönüşmeyeceğini biliyordum, ama üzerimdeki o şeytani cazibesi öyle yakıcıydı ki… (Benim Hüzünlü Orospularım)

Hemen hemen her çareyi denedi, bunun, onu mutlu etmenin yolu olup olmadığını sormanın dışında. (Aşk ve Öbür Cinler)

En büyük hatan ne biliyor musun kızım? Özeleştiri yapmayı bilmiyorsun. Kendini her zaman haklı görüyorsun. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Kötü bir durumun en kötü yanı bize yalan söyletmesidir. (Albaya Mektup Yok)

Bu gecikmiş gözyaşlarıyla, aşkın büyüsünü bozmamak için zamanında ağlayamadığı bir ölüye olan borcunu ödediğinin farkındaydı. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Yalnızca o günlerde, arapsaçına dönmüş yüreğinin sonuna dek bocalamaya mahkum olduğunu biliyordu. (Yüzyıllık Yalnızlık)

Zamanında gösterilen bir kuşkudan daha yararlı bir şey olamaz. (Aşk ve Öbür Cinler)

Okumak onun için doymak bilmez bir kötü alışkanlık haline gelmişti. (Kolera Günlerinde Aşk)

Çünkü yalnızlık, anılarını ayıklamış, yaşamın yüreğinde biriktirdiği özlem dolu sürpüntüleri yakmış, geriye en acı anıları bırakarak onları arıtmış büyütmüş, sonsuzlaştırmıştı. (Yüzyıllık Yalnızlık)

“Ne kadar uzaklardayız!” diye içini çekti.
“Neden?”
“Kendimizden.” (Aşk ve Öbür Cinler)

İçinde yaşadığı dünyanın erdem taslama merakını biliyordu. (Kırmızı Pazartesi)

Karınları aç olunca zenginlerin yoksullara ne kadar benzediklerine şaşırmıştı. (İyi Kalpli Eréndira)

Onu asıl dehşete düşüren şey, kendini ifade edememekti. (Mavi Köpeğin Gözleri)

Kendimi sende kaybettim bulsana beni. (Aşk ve Öbür Cinler)

Hiçbir zaman çok geç sayılmaz. (Albaya Mektup Yok)


Gabriel Garcia Marquez Sözleri ve Alıntıları
Özlü Sözler
Gabriel José de la Conciliación García Márquez (d. 6 Mart 1927, Aracataca, Magdalena, Kolombiya – ö. 17 Nisan 2014, Mexico City), Nobel ödüllü Kolombiyalı yazar, romancı

Yorum Yaz