Özlü Sözler

Italo Calvino Sözleri

Italo Calvino Sözleri

Italo Calvino Sözleri ve Alıntıları

Hala okuyabileceğim kitapların var olduğunu bilmek hoşuma gidiyor… (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Okumak yalnızlıktır. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Hak bilir insanı güvenle bekliyorum; haksızlık edeniyse korkuyla. (İkiye Bölünen Vikont)

Dünyada en çok istediğim şey, saatleri geriye çevirebilmektir… (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Bir kez okumaya daldın mı hiçbir şey seni yerinden kımıldatamayacak. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Gündelik yaşamda zaman, cimrice kullandığımız bir zenginliktir. (Amerika Dersleri)

Kitaplarla uğraşanların dünyası her zaman daha kalabalıktır. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Kitap okuyorum. Rahatsız edilmek istemiyorum! (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Ben hava gibi özgürdüm, çünkü anam babam yoktu, üstelik ne köleler kategorisine giriyordum ne de efendilerinkine. (İkiye Bölünen Vikont)

Kuş gibi hafif olmalı, tüy gibi değil. (Amerika Dersleri)

Başkasını tanımanın şu özelliği vardır: Yolu kendini tanımaktan geçer. (Palomar)

Bense, bu bütünlük coşkusu içinde kendimi hep daha hüzünlü, daha kusurlu hissediyordum. Bazen insan kendini eksik sanır, oysa sadece gençtir. (İkiye Bölünen Vikont)

Beni gören; bir görevli, pek karmaşık bir işte piyon, büyük bir dişlinin gözle görünmeyecek kadar minik bir çarkı olduğumu anlar. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Edebiyatın sınırsız evreninde, dünya imgemizi değiştirebilecek yepyeni veya çok eski yollar, üslup ve biçimler açılır önümüzde her zaman… Ama edebiyat sadece düş peşinde koşmadığım güvencesini bana veremiyorsa, o zaman içinde her türlü ağırlığın çözülüp dağıldığı hayallerime gerekli besini bilimde ararım. (Görünmez Kentler)

Yolculuk yapa yapa farklılıkların kaybolduğunu fark ediyor insan: her kent bütün öteki kentlere benziyor sonuçta, biçim, düzen ve uzaklıkları değiş tokuş ediyor aralarında yerler, biçimsiz, ince bir toz bulutu kaplıyor kıtaları. (Görünmez Kentler)

Hangi liman büyük bir kütüphaneden daha güvenli bir biçimde açar sana kollarını? (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Eğer erkek ve kadınlar o kısacık düşlerini yaşamaya kalkışsalar her hayal bir kovalamaca, bir aldatmaca, bir anlaşmazlık, karşıtlık ve baskı hikâyesinin yaşanmaya başlayacağı bir insana dönüşür ve hayallerin atlıkarıncası duruverirdi. (Görünmez Kentler)

Hiçliğin üstüne işlenmiş nakış gibiydi; tıpkı şu kâğıtlara düştüğüm sayfalar dolusu çizikler, derkenarlar, kızgın çentikler, lekeler, boşluklardaki mürekkep sızıntısı gibiydi; o sızıntı ki, bazen parlak, koskoca çekirdekleri tane tane sıralar, bazen de nokta kadar tohumları, mini minnacık işaretler olarak yığar; kâh kendi üzerine kapanır, kâh çatallanır, kâh kenarı yapraklardan ya da bulutlardan cümle pıhtılarını birleştirir ve ardından sürçü lisan eder, daha sonra kıvrılıp toparlar ve koşar koşar ve çileyi açar ve kelimelerden düşüncelerden düşlerden bir çılgınca salkıma dolar ve sona erer. (Ağaca Tüneyen Baron)

Okumaya başladığın kitabın kusursuz olmasını dört gözle bekliyorsun. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Dünyada yapmak istediği hiçbir şey yoktu; kimse ona ilişmesin ve rahat rahat sigarasını içsin, yeterdi. (Zor Sevdalar)

Ya­şanmamış gelecekler geçmişin dallarıdır yalnızca… (Görünmez Kentler)

Şimdi bana öyle geliyor ki, beni çevreleyen her şey benim bir parçamdır; en sonunda ben her şey olmayı başardım. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Keşke her şey böyle ikiye bölünebilse… Böylece herkes bön ve cahil bütünlüğünden kurtulabilse. Bir bütündüm ben ve her şey doğal, karmakarışık ve anlamsızdı gözümde; her şeyi gördüğümü sanıyordum, oysa gördüğüm bir kabuktu yalnızca. (Görünmez Kentler)

Merdivenli yolların kaç basamaktan oluştuğundan, kemer kavislerinin açı derinliğinden, çatıların hangi kurşun levhalarla kaplandığından söz edebilirim sana; ama şimdiden biliyorum, hiçbir şey söylememiş olacağım sonunda. Zira bir kenti kent yapan şey bunlar değil, kapladığı alanın ölçüleri ile geçmişinde olup bitenler arasındaki ilişkidir. (Görünmez Kentler)

En beklenmedik rüyalar bile bir arzuyu, ya da arzunun tersi, bir korkuyu gizleyen resimli bir bilmecedir. (Görünmez Kentler)

Bütün öykülerin vardığı sonuç şudur: İnsan tek bir hayat yaşar, tek bir tane; dokunmuş olduğu ipliklerin seçilemediği keçeleşmiş battaniye misali, hayat tekdüzedir, kendiyle aynıdır. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Kentler vardır, yıllarla ve değişerek arzuları biçimlemeyi sürdürürler; kentler vardır, ya arzularca silinir ya da arzuları siler, yok eder. (Görünmez Kentler)

Düşman sahibi olmak, sonra da bunların kafalarında tasarladıkları gibi olup olmadıklarını görmek kadar keyifli bir şey yoktu insanlar için. (İkiye Bölünen Vikont)

Bilgiye erişimimiz kolaylaştıkça, hürmetimiz azalıyor. (Palomar)

Yolcu sahip olduğu tenhayı tanır, sahip olmadığı ve olmayacağı kalabalığı keşfederek. (Görünmez Kentler)

Dikkati bir ayrıntıya yöneltmek, onun ön plana sıçrayıp çerçeveyi kaplamasına yol açıyor, tıpkı kimi resimlerde perspektifin değişmesi için, gözleri yumup tekrar açmanın yeterli olması gibi. (Palomar)

Önceden kabullendiği bir mutsuzluğun içinde yüzerken, her türlü olası mutluluğu kendi içinde taşıyordu. (Zor Sevdalar)

Bu savaştan önce biz de bir şey bilmiyorduk, insan olduğumuzun bile farkında değildik… Şimdiyse her şeyi yapabilirmişiz… Yapmak istiyormuşuz… Yapmalıymışız gibi geliyor… Acı bile verse… (Varolmayan Şövalye)

Gülümsemesi de gülümseme eyleminin ardına saklanıyor gibiydi. (Zor Sevdalar)

Başkasını tanımanın şu özelliği vardır: Yolu mutlaka kendini tanımaktan geçer. (Palomar)

Seni çevreleyen dünya bırak belirsizlik içinde yok oluversin. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Bir kentte hayran kaldığın şey onun yedi ya da yetmiş yedi harikası değil, senin ona sorduğun bir soruya verdiği yanıttır. (Görünmez Kentler)

Kitap bir alan; okur içine girmeli, dolanmalı, belki kendini kaybetmeli, ama belli bir noktada bir çıkış hatta birçok çıkış bulmalı. Kitap, dışarı çıkabilmek için bir yola koyulma olanağı. (Görünmez Kentler)

Coğrafi konum, yerel gelenekler ve saray adabı yüzünden çektiği yalnızlığı doymak bilmeyen okuma tutkusuyla dindiriyor… (Görünmez Kentler)

Sen, insanın içine gireceği en iyi beklentinin, en kötüden sakınmak olduğunu biliyorsun. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Onsuz yapamayacağınız bir şeyi bir kenara bırakmayı bir kere başardığında, bir başka şey olmadan da yapabildiğini, sonra bir başka şeyden de sıyrılabildiğini göreceksin. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Başlayan, ama bitmeyen öyküler dünyasında yaşıyoruz. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Rastladığı bütün yeni yüzlere eski izlerin damgasını vurup her birine en uygun maskeyi buluyor. (Görünmez Kentler)

Kendimi başkalarının, kendimin ve dünyanın uyumsuzluğuyla uyum içinde hissediyorum. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Kitaplardaki yaşamın tadını hiçbir şey vermiyordu. (Zor Sevdalar)

İnsan iki elinde bir kılıç kendi kendisiyle çatışıyordu. (İkiye Bölünen Vikont)

Hiç kimsenin aslında söylediği kişi olmadığını bilmenize karşın kanınızın son damlasına kadar savaşıyorsunuz. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Yalnızca senin olduğunu hissettiğin şeyler senin oluyor. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Zihnimin içinde yüzmekteyim; bu ışık kılıcı yalnızca burada var; beni çeken de işte bu. Şu ya da bu biçimde tanıyabileceğim tek öğem benim. (Palomar)

Görünmez kentler sonsuzlukta, çoğullukta ve tarihsiz bir zamanda yaşanan kimlik krizidir. (Görünmez Kentler)

Ama aceleci, aç bir okur değildi. İkinci, üçüncü, dördüncü okuyuşların ilkinden daha fazla tat verdikleri bir yaşa ulaşmıştı. (Zor Sevdalar)

Öyle günler var ki, gördüğüm her şey bana onlarca anlam yüklüymüş gibi geliyor. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Bir özlemin yükünü hafifletmek için bunca uzaklara geldin sen. (Görünmez Kentler)

Kötüler, öyle yoğun bir biçimde karışıyorlar ki iyilerin arasına, el daldırarak kopartılamıyorlar. (Palomar)

Duygularımız renksizleşiyor, köreliyordu çünkü kendimizi kötülük ve erdem arasında yitip gitmiş hissediyorduk, ikisi de insan doğasına aykırıydı. (Atalarımız)

İnsan adını değiştirmeyi başaramadığı gibi geçmişini de değiştiremez. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Dünyanın bana bir şeyler söylemek, mesajlar, uyarılar, işaretler yollamak istediğine inanmaya başlıyorum. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)

Etrafında ne kadar karanlık var bunu bilmek istiyorsan, gözlerini kısıp uzak, zayıf ışıklara bakmalısın. (Görünmez Kentler)

Her sözcüğün altında bir hiçlik var. (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu)


Italo Calvino Sözleri ve Alıntıları
Özlü Sözler
Italo Calvino (d. 15 Ekim 1923, Havana, Küba – ö. 19 Eylül 1985, Siena, İtalya), İtalyan romancı.

Yorum Yaz