Fuzûlî – Mecnûn’un Ancak Adı Var şiiri
Nice yıllardur ser-i kûy-i melâmet beklerüz
Leşker-i sultân-ı irfânuz vilayet beklerüz
Sâkin-i hak-i der-i meyhâneyüz şâm ü seher
İrtifâ’-ı kadr içün bâb-ı sa’adet beklerüz
Cîfe-i dünya değül kerkes gibi matlûbumuz
Bir bölük ankâlaruz Kâf-ı kanâ’at beklerüz
Hâb görmez çeşmümüz endîşe-i ağyârdan
Pas-bânuz genc-i esrâr-ı muhabbet beklerüz
Sûret-i dîvâr idüpdür hayret-i ışkun bizi
Gayr seyr-i bâğ ider biz künc-i mihnet beklerüz
Kârbân-ı râh-ı tecrîdüz hatar havfın çeküp
Gâh Mecnun gâh men devr ile nevbet beklerüz
Sanmanuz kim giceler bîhûdedür efgânumuz
Mülk-i ışk içre hisâr-ı istikâmet beklerüz
Yatdılar Ferhâd ü Mecnûn mest-i câm-ı ışk olup
Ey Fuzûli biz olar yatdukca sohbet beklerüz
– – –
Mende Mecnûn’dan füzûn âşıklık isti’dâdı var
Âşık-ı sâdık menem Mecnûn’un ancak adı var
N’ola kan dökmekde mâhir olsa çeşmim merdümü
Nutfe-i kâbildürür gamzen kimi üstâdı var
Kıl tefâhur kim senin hem var men tek âşıkın
Leylî’nin Mecnûn’ı Şîrîn’in eğer Ferhâd’ı var
Ehl-i temkînem meni benzetme ey gül bülbüle
Derde yoh sabrı anun her lâhza min feryâdı var
Öyle bed-hâlem ki ahvâlim görende şâd olur
Her kimin kim devr cevrinden dil-i nâ-şâdı var
Gezme ey gönlüm kuşu gâfil fezâ-yı aşkda
Kim bu sahrânın güzer-gehlerde çok sayyâdı var
Ey Fuzûlî aşk men’in kılma nâsihden kabûl
Akl tedbîridir ol sanma ki bir bünyâdı var
* * *
Fuzûlî – Mecnûn’un Ancak Adı Var şiirinin
günümüz Türkçe’si ile açıklaması
Yıllardan beri biz melâmet köyünün başını tutmuşuz ve bekliyoruz.
İrfan sultanının askerleriyiz, velâyet diyarını bekliyoruz.
Gece-gündüz meyhanenin kapısının eşiğinde oturuyoruz.
Değerimizin yükselmesi için saadet kapısını bekliyoruz.
Bizim amacımız akbabalar gibi dünya leşini talep etmek değil.
Bizler bir bölük anka kuşu gibiyiz, Kaf dağını bekliyoruz.
Düşmanların endişesinden dolayı bizim gözümüz uyku görmez.
Çünkü biz muhabbet sırlarının hazinesini bekliyoruz.
Ey sevgili! Senin aşkının hayreti bizi duvardaki resme benzetmiştir.
Başkaları bağ-bahçe gezerler, eğlenirler; bizse sıkıntı köşesini bekliyoruz.
Soyutlama, yani Allah’tan başka her şeyden kendimizi kurtarma yolunun kervancısıyız.
Tehlikeli bir şey olur korkusuyla bazen Mecnûn bazen de ben sırayla nöbet bekliyoruz.
Geceleri bizim feryat ve figanımızı boşuna zannetmeyin.
Aşk mülkünün içinde, istikamet kalesini bekliyoruz.
Mecnûn ve Ferhat, aşk kadehinin sarhoşu olup yattılar, uyudular.
Ey Fuzûlî, varsın onlar yatsın uyusunlar. Onlar yattıkça sohbet meclisini biz bekliyoruz.
– – –
Bende, Mecnûn’dan daha fazla âşıklık yeteneği var.
Sadık âşık benim, Mecnûn’un sadece adı çıkmış. (Mecnûn’dan geriye sadece bir ad kalmış.)
(Ey sevgili! Senin gözbebeklerin kan dökmek hususunda yetenekli olsa buna şaşılır mı hiç?
O, kabiliyetli bir nutfedir ve senin gamzen gibi bir üstadı vardır / O, Hz. dem’in oğlu ve aynı zamanda ilk katil olan Kâbil’in nutfesindendir ve ayrıca senin gamzen gibi de bir üstadı vardır.
Ey sevgili! Her ne kadar Leylâ’nın Mecnûn’u, Şirin’in Ferhat’ı varsa da
senin benim gibi bir âşığın var, bununla ne kadar övünsen az.
Ey gül gibi olan sevgili! Sen beni bülbüle benzetme.
Bülbülün derde sabrı yok her an binlerce feryat ediyor.
Öyle kötü bir hâldeyim ki dünyanın sıkıntısından dolayı
gönlü mutsuz olan herkes, beni görünce mutlu oluyor.
Ey bir kuşa benzeyen gönlüm! Aşkın fezasında gafil gafil gezme.
Bu çölün güzergâhında çok fazla avcı var.
Ey Fuzûlî! Vaizden seni aşktan men eden nasihatleri sakın dinleme.
O aklın bir tedbiridir, akılla alınan bir karardır.
Sen gönlünle karar veren bir insansın, sakın o nasihatlerin bir temeli, dayanağı var zannetme.
Fuzûlî – Mecnûn’un Ancak Adı Var Şiiri
Divân Şiirleri, Şiir
Şiir: Fuzûlî
Seslendiren: Serdar Tuncer
Yorum Yaz
Bir yorum yazmak için giriş yapmalısınız.