Özlü Sözler

Abdurrahim Karakoç Sözleri

Abdurrahim Karakoç Sözleri

Abdurrahim Karakoç Sözleri ve Alıntıları

Siz orucu doyurursanız, Oruç sizi acıktırmaz.

Deseler ki İslam’ın pınarından içmek suç, o suçu kabullenir içerim avuç avuç.

Aç ekmeği sever.
Fakir parayı.
Ben de seni seviyorum darılma.

Yorulmam deme gönül mutlaka yorulursun
Ortada seyrederken kenara savrulursun.

Varsın bitmesin geceler
Düşümüz yok ki korkalım.
Dört mevsim yanar bağrımız
Kışımız yok ki korkalım.

Kâinat uyur sessizce,
Ben hep seni düşünürüm.

Temizlen de gir mezara
Toprak senden incinmesin.

Talipli değilim şöhrete, şana
Makamı, rütbeyi yük etmem cana
Dostluk, sevgi, şefkat yetişir bana
Dövüşü, kavgayı size bıraktım.

Ölüler toprağa gömülür, hatıralar yüreğe
Toprak mı vefalı, yürek mi bilmiyorum… (Beşinci Mevsim)

O mübarek Peygamberin ümmetleri umutsuzluğa düşmemeli. (Beşinci Mevsim)

kalmışım ara yerde…
tozdayım…
dumandayım…
iğrenç bir zamandayım. (Akıl Karaya Vurdu)

Çağdaşlığı bulunca iffeti yitirmişiz
Sürü, yığın olunca milleti yitirmişiz
Ne karnımız doyuyor, ne gözümüz doymakta
Şükre uzak kalınca nimeti yitirmişiz. (Gerdanlık 1)

Baktım ambalajı hoştur;
Açtım, gördüm içi boştur. (Kan Yazısı)

Dünya kısa, hesap yakın.
Edepsizliği bırakın… (Beşinci Mevsim)

Yâr, deyince kalem elden düşüyor;
Gözlerim görmüyor, aklım şaşırıyor
Lambada titreyen alev üşüyor… (Mihriban Şiiri, Dosta Doğru)

Şiir bir cennet bahçesi
Girmeyene anlatılmaz. (Beşinci Mevsim)

Zaman yoruldu mu ne? Günler sanki yıl oldu. (Gerdanlık 1)

Gönül istiyor ki insanın insana, zulmü bitsin. (Dosta Doğru)

Yiğide ar değil bahtın kazası,
Hakk’a teslim olacaksın, tamam mı? (Vur Emri)

Ne ayağım uydu, ne kafam uydu.
Belli… ben bu çağın yabancısıyım. (Gökçekimi)

Bir insan iki defa ölmez, derlerse yalan. (Gerdanlık 1)

Gölgesinde otur amma
Yaprak senden incinmesin.
Temizlen de gir mezara
Toprak senden incinmesin. (İncitme Şiiri, Beşinci Mevsim)

Namussuza ballı kaymak yedirir, namusluya taş yutturur bu düzen. (Akıl Karaya Vurdu)

Başkasına benzeyen kendinden uzaklaşır… (Gerdanlık 1)

Umudum her zaman bakidir amma,
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. (Dosta Doğru)

Kula kulluk için yarışa çıkan
Tasmalı itlerden çekti insanlık. (Akıl Karaya Vurdu)

“Kurtuluş İslâmdadır” ey ahmak güruh
Sizi ne zorba, ne maskara kurtarır. (Gerdanlık 1)

Taşa çalıp, kırdım benlik putunu
Düşmanımdır inkarcının bütünü. (Suları Islatamadım)

Cahil her şeyi bilir, haddini bilmez. (Gerdanlık 1)

Adamlıkla aptallığın eşdeğerde sayıldığı çarpık bir dönemde yaşıyoruz. (Beşinci Mevsim)

Benden bakıp seni görmek ne güzel. (Dosta Doğru)

İnsan olmak küçük mesele değildir. (Beşinci Mevsim)

İlmi azık eyle, sabrı silah;
Gittiğin Hak yoldur, yardımcın Allah. (Kan Yazısı)

Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet
Beraber kaçalım tut ellerimden. (Akıl Karaya Vurdu)

Güvenmek, aldanmaktır. (Akıl Karaya Vurdu)

Soru kördüğümse, cevap ilmiktir;
İnsanda insanlık, kendin bilmektir. (Kan Yazısı)

Beden ölür, çürür, cana bakın siz
Kim kiminle yürür ona bakın siz
Bırakınız dönsün dönme dolaplar
Haktan, hâkikatten yana bakın siz. (Gerdanlık 1)

Aydınlığa koştum karanlık çıktı
Her sevgi, her vefa bir anlık çıktı. (Beşinci Mevsim)

Aşk koymuşlar ıstırabın adını. (Dosta Doğru)

Hilkatten bu güne her ne çektiyse
Zekası kıtlardan çekti insanlık. (Akıl Karaya Vurdu)

Yozlaşan bir kitlede sahneye “hiç”ler çıkar. (Gerdanlık 1)

Konuşan ağız çok, düşünen baş yok. (Yasaklı Rüyalar)

Ölüm bizi çağıran, sessizliğin sesidir
Dünyadaki koşunun mezarda bitmesidir. (Suları Islatamadım)

Ben yüksekten değil alçaktan korkarım
Cahilden, eblehten, ahmaktan korkarım. (Gerdanlık 1)

Hastalık geldiğinde inkarcılık edenlere, şifadır roman verin. (Gerdanlık 2)

İnsanın ne kadar seveni varsa o kadar mesuliyet altındadır. (Gökçekimi)

Lağımdan gül kokusu yayılmaz biliriz… (Gerdanlık 1)

Diyeceğiz belki bir gün: “Ne kadar ahmakmışız.”

“Bu düzen değişsin” diyorlar amma,
Düzülen değişsin, diyemiyorlar. (Kan Yazısı)

Korkuyorum belki yarın geç olur
Geleceksen bir gün önce gelsene.
Yaralıya yol gözlemek güç olur
Geleceksen bir gün önce gelsene. (Gökçekimi)

Boş yere yorulma gönül
Sevgi yetmiyor, yetmiyor. (Gökçekimi)

Kar eridi… Her şey ayaza çıktı
Maskelerde ruh aramak nafile. (Gerdanlık 1)

Azrail yakandan tutacak bir gün
Ve toprak seni de yutacak bir gün. (Yasaklı Rüyalar)

Korkmayın kullanın eskimez aklınız. (Gerdanlık 1)

Camide ön safta karargah kurup,
Kul hakkı yiyene gardaş mı diyeyim? (Vur Emri)

Yazarsın anlatamazsın. Düşünürsün yanarsın. Yaşamak budur işte. (Beşinci Mevsim)

Gönül tezgahında şiir dokudum
İplik iplik nakışında sen varsın. (Dosta Doğru)

Gerçeğin hayalden en bariz farkı
Uzağa atarsın, yakına düşer…
Öyle günler, öyle simalar var ki
Unutmak istersin, aklına düşer. (Beşinci Mevsim)

Yokluğa mı, sonsuza mı yolcusun
Yollar tehlikeli Allah korusun
Koca kâinatta bir damla su’sun
Kaynarsın, taşarsın haberin olmaz. (Akıl Karaya Vurdu)

Çilesi, belası gözüm üstüne;
Derdimin dermanı say bu sevdayı. (Kan Yazısı)

Gönüllerde taht kuran iman ile insaftır. (Gerdanlık 1)

Gönlüm viranedir, yakılmış yanmış. (Beşinci Mevsim)

Anlamak zor, tarif etmek daha zor. (Yasaklı Rüyalar)

İslamlık sevdadır, Ülkü sancaktır.
Bu mübarek yoldan dönen alçaktır. (Kan Yazısı)

Her yazdığımda belirli bir zaman kesitini okuyucuya ulaştırmak isterim. Kimi mesajımı tam olarak yakalar, kimi kıyısından köşesinden tutar, kimi de hiç yakınına uğramaz. Zaten benim mesajım beyinsiz ve yüreksizlere değil. (Beşinci Mevsim)

Hangi gündür, hangimizin matemi,
Bilemeyiz yakın mıdır, öte mi? (Dosta Doğru)

Sevgi dağ zirvesi, kin dipsiz kuyu… (Beşinci Mevsim)

Aklımı yitirdim, aklım erdikçe… (Kan Yazısı)

Dünyamızdaki insanlar mezardaki ölülerden daha yalnız olduklarını idrak edemeden mezara giriyorlar. (Beşinci Mevsim)

Sabrımız taşarsa deliyiz deli…
Ve bunu dost, düşman böyle bilmeli. (Kan Yazısı)

Hep iyiyi aradık, çıkmadı karşımıza
Kötüler yağmur gibi yağdılar başımıza. (Gerdanlık 1)

İnanmışın da inkarcının da samimisine saygılar sunuyorum. (Beşinci Mevsim)

Yazık, atlar gitti, boş meydan kaldı
Dağıldı yiğitler, ıssız han kaldı
Eşekler, Uşaklar yesinler diye
Bir hayli arpayla bol saman kaldı. (Gerdanlık 1)

Ağlayanlar gülsün deriz, gülmez bir türlü.
Güzel günler gelsin deriz, gelmez bir türlü. (Gerdanlık 1)

Umutlar kuş oldu haberin var mı? (Beşinci Mevsim)

Fil çoğalsın.. Ebabilden umut kesilmez
Firavun azsa da Nil’den umut kesilmez
Zalimler ölmüyor diye yese kapılma
Sabret hele Azrail’den umut kesilmez. (Gerdanlık 1)

Aşktan yana söz duyunca,
Ben hep seni düşünürüm.
Uçsuz hayaller boyunca,
Ben hep seni düşünürüm. (Dosta Doğru)

Vefası olmayan, şefkati olmayan, düşüncesi olmayan samimiyeti olmayan, gayesi olmayan, cesareti olmayan, imanı olmayan, vicdanı olmayan, güzel ahlâkı olmayan, basireti olmayan, edebi olmayan ve nihayet aşkı olmayan adam olamaz. (Beşinci Mevsim)

Gösterişe kaçma be
Ne isen ‘ben buyum’ de
Ya kuş ol, ya çekirge
Uçacaksan doğru uç. (Suları Islatamadım)

İmansızda vicdan olmaz çocuğum
Kırk cesette bir can olmaz çocuğum
Tay büyür at olur, ona sözüm yok
İt büyüyüp insan olmaz çocuğum. (Gerdanlık 1)

Göz utanır gönül dostu görünce
Can tutuşur candan selâm verince
Bülbül olup bir bahçeye girince
Gül yanmazsa ben yanarım sultanım. (Dosta Doğru)

İnsanlar içinde ahmak tükenmez evlat. (Gerdanlık 2)

Boş yere yarım asır ve hep aynı durakta adalet güneşinin doğmasını bekledik. (Gökçekimi)

Her kâğıt parçası kendini kitap zanneder
Kelebek mum ışığını afitap zanneder
Benlik mayasıyla mayalanmışsa bir kişi
Mayası kabardıkça kendini Rab zanneder. (Gerdanlık 1)

“Canım” diye hitap edeceğiniz birisi. On yıl, yirmi yıl, belki de otuz yıl ötelerde kalmış. Mektup yazsanız adresi yok. Öğrenmek isteseniz yeri, yurdu belli değil. (Beşinci Mevsim)

Ya Rab, bu hasrete can dayanmıyor; zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. (Dosta Doğru)

Bu şehrin ayarsız insanlarından, daha dillenmemiş bebek tiksinir. (Vur Emri)

Dertler geçmek bilmiyor, canlar canandan geçti. (Gerdanlık 1)

Türk birliği Kızıl elma,
Bölenin kökü kurusun.
Vur yiğidim, gafil olma;
Yılanın kökü kurusun. (Vur Emri)

Her gün bir taşı düşen, her gün sıvası dökülen ve her yıl bir duvarı yıkılan gönül evi… (Beşinci Mevsim)

Beklemek sancıdır, ayrılık hançer
Gurbet nedir, ne değildir? De hele. (Dosta Doğru)

Kurtuluş yok, amma erken, amma geç
Eden ettiğini çekecek bir gün. (Gerdanlık 1)

Kuduz köpek mi daha tehlikeli, zehirli yılan mı diye bana sorsalar, vereceğim cevap şöyle olurdu: Hayâsız insan daha tehlikeli… (Beşinci Mevsim)

İnsan saydıklarımız insan olsalar bari
Pek çokları öfkeden, nefretten ibarettir. (Gerdanlık 1)

Temiz doğdum, kirli öldüm, bilesin. (Kan Yazısı)

Yuları nefsinin elinde olanlarla, nefsini yularla güdenlerin hesabı farklıdır. (Beşinci Mevsim)

Ben çamura batmış vicdandan korkarım. (Gerdanlık 1)

Ağzımıza kara kilit vurdular.
Dertliyiz, kimseye açamaz olduk. (Vur Emri)

Gidip de yorulma çok uzaklara,
Sen seni gel benim içimde ara. (Vur Emri)

Dilekçemi gökyüzüne verdim ben. (Yasaklı Rüyalar)

Sevgi bir kitaptır gönül masanda;
Okusan da olur, okumasan da. (Vur Emri)

Bir gün zulüm çağı yıkılır amma
Kim öle, kim göre. (Beşinci Mevsim)

Belki bir gayretle bir dağ devrilir
Belki bir rezaletle bir çağ devrilir. (Gerdanlık 1)

Mazlumlar adına zalimden hesap
Soracak güçtesin, zayıfım sanma. (Kan Yazısı)

Mukaddes davalarda ölüm bile güzeldir. (Vur Emri)

Kendi bozduğumuz bir cihandayız
Ömrümüz boyunca imtihandayız. (Gerdanlık 1)

Umutlar hayaldir, acılar gerçek. (Suları Islatamadım)

Gergin uykulardan, kör gecelerden
Bir sabah gelecek kardan aydınlık.
Sonra düğüm düğüm bilmecelerden
Bir sabah gelecek kardan aydınlık. (Dosta Doğru)

Aradım ben beni buldum her yokta. (Beşinci Mevsim)

Hicran yürekteki yarada kaldı… (Yasaklı Rüyalar)

İyileri zaten Allah kayırır
Kötüler koktukça kokar, unutma! (El Kulakta)

Zulmün ve haksızlığın zirveye ulaştığı çağın içinde bulunuyoruz. (Beşinci Mevsim)

Rüzgârın hareketinde, yağmurun bereketinde bir şeyler hissediyorsanız, tefekkür kanallarınız tıkalı değilse, mutlaka Yaradan’ın mührünü yani parmak izini göreceksiniz. (Parmak İzi)

Gidişata baktıkça ye’se düşmeyen var mı? (Gerdanlık 1)

Adamlıkla aptallığın eşdeğerde sayıldığı çarpık bir dönemde yaşıyoruz. Bizleri midemizin açlık kuyusundan, bedenimizin şehvet çamurundan çekip çıkartacak, kör cehaletimizi ilimle aydınlatacak, topal adaletimizi elinden tutup hâk yola yöneltecek adamlar bekliyoruz. (Beşinci Mevsim)

“Ya Allah”, deyince yedi zinciri
Kıracak güçtesin zayıfım sanma. (Kan Yazısı)

Mesut saadetsiz, Murat muratsız…
Yıktı dünyamızı üç beş suratsız. (Vur Emri)

Yalanı gerçekte saklanmış gördüm. (Dosta Doğru)

Rahmetle yad edilmek istiyorsa bir kişi eğri-büğrü değil de dümdüz insan olmalı. (Gerdanlık 1)

Gel ey şanlı tarih-gel de bizi gör
Gel de acınacak hâlimizi gör… (Gerdanlık 1)

Sana hoş gelmeyen duygum olursa
Aklımdan onları sen sil Allah’ım. (Gökçekimi)

Allah kimseyi onuru bol, şerefi kıt zümreden etmesin…
Cuma’nız hayırlı olsun… (Yasaklı Rüyalar)

Kötü eksilmiyor, iyi artmıyor
Sağlamdan, çürükten umudu kestim. (Suları Islatamadım)

Yıldızlar ne kadar uzaksa bize
O kadar uzağız biz kendimize. (Gerdanlık 1)

Namussuzlar yaşarken hür
Namusluyu ezer sansür. (Vur Emri)

İnsan sütü emmekle it adam olmaz mirim. (Gerdanlık 1)

Yalandan ve riyadan sıyrılmadıkça
Korkarım, korkarım imansız gideriz. (Gerdanlık 1)

Ben bu devre nerden geldim!
Kırk parçayı bire böldüm. (Vur Emri)

Yalnızlık… caddede, sokakta, evde
Ben beni özlerim; gurbet bu derim. (Beşinci Mevsim)

Yeter yattığınız ayağa kalkın.
Dermanınız mı yok, ölü müsünüz? (Vur Emri)

Allah (c.c.), azınızı çok, açınızı tok, alnınızı ak eylesin. (Beşinci Mevsim)

Sırattan incedir sevda köprüsü
Beraber geçelim tut ellerimden. (Akıl Karaya Vurdu)

Ne dünü yarına taşıyabiliriz, ne de yarınları bugüne getirebiliriz. Fakat insan olarak maddeten olmasa da, manen hem dünde, hem de bugünde, hem de yarınlarda yaşayabiliriz. (Beşinci Mevsim)

Güzellik başlı başına şiir değil mi ki? (Beşinci Mevsim)

Yol, ana karnından toprağın karnına kadar çok kısa bir mesafe. Bizler hangi yolun nasıl yolcularıyız acaba? (Beşinci Mevsim)

Yangınlar ve depremler yok etmez memleketi
Belanın en büyüğü yalan ile israftır.
Ebet müddet kılacak devlet ile milleti
Gönüllerde taht kuran iman ile insaftır. (Gerdanlık 1)

Söğüdün çürüğü özünden olurmuş, yar için ağlayan da gözünden olurmuş. (Beşinci Mevsim)

Yaşıyoruz diyerek seviniyoruz amma
Yemek içmektir ancak ölülerden farkımız… (Gerdanlık 1)

Cahilin beyninde dokuz delik var
Dolmuyor, dolmuyor, dolmuyor işte. (Gerdanlık 1)

Dertler gecikince gidip yokladım… (Beşinci Mevsim)

İçine gireni Allah kurtarsın
Üstünde gezmeye değmez bu dünya. (Yasaklı Rüyalar)

Türk doğmuşum. Türküm, kime ne bundan. (Gökçekimi)

Bıraktım öfkeyi, kini…
Oldum bir rahmet ekini. (Dosta Doğru)

Yakacaksan yak da kurtul ne deyim
Ateş diye kucakladım ben seni. (Dosta Doğru)

Bazı geçmiş olayları unutmak hatırlamaktan daha iyidir. Ne var ki unutmak kişinin elinde olmuyor. Acılı yemekleri yediğimiz gibi acı hatıraları da yaşıyoruz. Belki de hatıralarımız olmasa yaşayamazdık. Kim bilir. (Beşinci Mevsim)

Bizleri uykudan uyandır Ya Rab
Bitsin, uzamasın gaflet günleri. (Akıl Karaya Vurdu)

Cahili iknaya bulunmaz imkân
Kötü, zaman değil; mekândır, mekân… (El Kulakta)

Aldatmadık… Aksine her mevkide aldandık.
Ateşlerde üşüdük, akan sularda yandık… (Yasaklı Rüyalar)

Haramla helale riayet etsek
Türkiye beş yılda süper güç olur.
Bu bozuk sisteme uyar gidersek
Zaman heba olur, yarın geç olur. (Gerdanlık 1)

Donsa şekillerin, renklerin izi
Zaman bir noktada unutsa bizi. (Beşinci Mevsim)

Gerçekten, “Yazıklar olsun” dedirtecek türden ayıpların ve günahların çok işlendiği bir ülkede yaşıyoruz… Vefasız­lar dağ boyu… (Parmak İzi)

Yetişecekmişiz güya. Neye yetişeceğiz biz? Batının tavşanını kovalayan ahmak tazılara benzedik. Yörüngemizden çıktık işte. Ne yolumuz belli, ne hedefimiz. (Beşinci Mevsim)

Zannetme ki giden gelmez; İnişler yokuşsuz olmaz. (Dosta Doğru)

Göz izi, gönül izi, parmak izi…
Gösteren bunlardır kimliğimizi. (Parmak İzi)

Emin ol gerçeği görmez her bakan
Eğri bina erken çöker, unutma! (El Kulakta)

Hakk’a bağlılık haksızlığa isyan doğurur. (Beşinci Mevsim)

Bir mü’min abdest alsa bir nehir şereflenir
Bir kâmil konuk gelse bir şehir şereflenir. (Beşinci Mevsim)

“Her şeyi bilirim” diyorsun amma
Birazcık sen seni biliyor musun? (Gökçekimi)

Yalana, riyaya dayanmaz sabrım
Haksıza sövenin dili cennetlik. (Vur Emri)

Yollar uzun, yollar ince
Yol kısalır aşk gelince. (Yasaklı Rüyalar)

Bebekken sığındığımız anne kucağı, ölünce sığındığımız toprak kucağı. İkisi de başa kakıcı değil, ikisi de aciz hallerimizde bize yakın bize dost… (Beşinci Mevsim)

Aradım ben beni buldum her yokta
Kâinat içinde bir küçük nokta. (Beşinci Mevsim)

Abdurrahim Karakoç


Abdurrahim Karakoç Sözleri ve Alıntıları
Özlü Sözler
Abdurrahim Karakoç (d. 1932, Ekinözü – ö. 7 Haziran 2012, Ankara), Türk şair ve gazeteci.

Yorum Yaz