Özlü Sözler

Albert Camus Sözleri

Albert Camus Sözleri

Albert Camus Sözleri ve Alıntıları

“Temiz bir yaşama razı mısınız? Herkes gibi?” Evet diyorsunuz doğal olarak. “Nasıl hayır diyebilir insan?” (Düşüş)

Sevmekle iş bitseydi, her şey fazlasıyla basit olurdu. (Sisifos Söyleni)

Kendi kendime de dünyaya da yabancıyım… (Sisifos Söyleni)

Mutlu olmak için başkalarıyla fazla ilgilenmemek gerekir. (Düşüş)

Yalnızca bir erkeğin yaşamını bekleme. Onca kadın bunun için yanılıyor. Sen yaşamı bizzat kendinde ara. (Mutlu Ölüm)

İnsan daha ölüm düşüncesine alışmadan, cenaze arabasının peşine takılmak zorunda kalır. (Yabancı)

Ben yarım yamalak dinlediğim bir adamı başımdan savmak istedim mi, ona hak veriyormuş gibi yaparım. (Yabancı)

Tüm insanlar hakkınızda iyi konuştu mu, vay halinize. (Düşüş)

Bana kucağını açan biri olsaydı, çocuklar gibi ağlayabilirdim. (Tersi ve Yüzü)

Hiçbir zaman söyleyecek fazla sözüm yoktur, onun için susarım. (Yabancı)

Toplumumuzda tutku yerine geçen açgözlülük her zaman güldürmüştür beni. (Düşüş)

‘Beni ilgilendiren tek şey,’ dedim, ‘iç huzuru bulmak.’ (Veba)

İnsan eninde sonunda her şeye alışır. (Yabancı)

Umut, koşup giderken bir sokağın köşesinde, bir rastlantı kurşunuyla vurulup ölmekti. (Yabancı)

Hayat hiçbir şey değildir, îtina ile yaşayınız. (Yabancı)

Canı sıkılıyordu, hepsi bu, insanların çoğu gibi canı sıkılıyordu. (Düşüş)

Ben de okumuş yazmış bir insanım, yine de, yalnızca yüzünüze bakarak içimi döküyorum. (Düşüş)

Bir adam tanıdım, kafasız bir kadına yaşamının yirmi yılını verdi, her şeyi feda etti ona, dostlarını, emeğini, dürüstlüğünü bile, ama bir akşam, kadını hiç sevmemiş olduğunu anladı. (Düşüş)

Doğruluk duygusu, haklı olmanın verdiği doyum, kendini değerlendirmenin sevinci, bayım, bizi ayakta tutan ya da ilerleten güçlü zembereklerdir. (Düşüş)

İnsan, bilmediği şeyler hakkında daima abartılı düşüncelere kapılır. (Yabancı)

Bu noktada toplum, kabul etmek gerekir ki, kendi doğasının içten yalınlığını bir ölçüde bozdu. (Düşüş)

İnsan madem ki ölecektir, bunun nasıl ve nerede olacağının bir önemi yoktur. (Yabancı)

Yalnızca sanatı, çocukları ve ölümü seviyorum. (Defterler 2)

Çağımdan tiksiniyorum. (Denemeler)

Hiç olmak, işte kendi başkaldırılarından usanmış ruhun haykırışı. (Başkaldıran İnsan)

Bir insan söylediği şeylerden çok söyleyemedikleriyle insandır. (Sisifos Söyleni)

Bazı insanların sırf normal olabilmek için olağanüstü enerji sarfettiklerini kimse bilmez. (Yabancı)

Söyleyecek fazla bir şeyim hiçbir zaman olmadı. (Yabancı)

Tamam! Hepimiz delireceğiz, orası kesin. (Veba)

Görseydiniz, sesimin tonundaki uygunluğa, coşkumdaki gerçekliğe, savunmalarımdaki inandırıcılığa ve sıcaklığa, kendini tutan öfkeye hayran olurdunuz. (Düşüş)

Değil mi ki yaşam, bir yerde ölümle –yani yoklukla– sonuçlanıyor, öyleyse nedir bu didinip durma, bu yedim içtim, aldım verdim, benim senin kavgasının anlamı? (Yabancı)

Kör bir kalbe sahipsiniz. (Yabancı)

Hiçbir insan, hiçbir zaman kendini olduğu gibi anlatmayı göze alamaz. (Denemeler)

Herhalde hiçbir şeyi gereğinden fazla büyütmemeli insan. (Yabancı)

İnsanlar gösterdiğiniz nedenlere, içtenliğinize ve acılarınızın ağırlığına ancak siz öldüğünüzde inanırlar. (Düşüş)

Her şey bana yabancı, her şey, bana ait bir insan yok, bu yarayı kapatacak bir yer yok. Burada ne yapıyorum, bu hareketler, bu gülüşler ne anlama geliyor? Buralı değilim – başka bir yerden de değilim. Yüreğimin hiçbir destek bulamadığı bu yerde dünya bilinmeyen bir görüntüden başka bir şey değil. Yabancı, kim bu sözcüğün anlamını bilebilir.

Kaldı ki susmak bile, eğer gözler konuşuyorsa, bir anlam taşır. (Yabancı)

Yaşama nedeni denilen şey, aynı zamanda çok güzel bir ölme nedenidir de. (Sisifos Söyleni)

Bir kenti tanımanın en bildik yollarından biri de insanların orada nasıl çalıştığına, orada birbirlerini sevdiğine ve nasıl öldüğüne bakmaktır. (Veba)

Çocuklara işkence yapılan bu dünyayı sevmeyi, ölünceye kadar reddedeceğim. (Veba)

Kurt, insanın yüreğindedir. Yürekte aramak gerekir onu. (Sisifos Söyleni)

O kadar hızlı koştunuz ki… İnsan olmak bile ardınızda kaldı. (Adiller)

Başkaldırı, haklarının bilincine varmış, bilinçli kişinin işidir. (Başkaldıran İnsan)

Ben ve dünya, sizi beğenmiyoruz. (Mutlu Ölüm)

Sahip olduğun mutluluğun kıymetini iş işten geçince anlayacaksın. (Yabancı)

Ruhunu sevindirmesini bilmemek de onu satmaktır. (Sisifos Söyleni)

Herkesin biraz kendini unutması gerekir. (Denemeler)

İnsan böyledir, aziz bayım, iki yüzü vardır onun: kendini sevmeden sevemez. (Düşüş)

Edebiyat olan her yerde umut vardır. (Denemeler)

Gerçekten tuhaf bir çağ! (Düşüş)

Mutluluk, dünyayı, ondan hiçbir şey beklemeden sevmektir. (Denemeler)

İnsan istiyor tabi, hem uyuyayım hem unutayım istiyor. (Yanlışlık)

Herkesin yüreği sanki sertleşmiş gibi. (Veba)

Şimdi artık olan oldu. Dolambaçlı yollardan geçmek zorundaydık, onun için çok geç kaldık. (Denemeler)

Bir şey, adı konduğu anda yitirilmiş değil midir? (Denemeler)

Fakat herkes bilir ki hayat, yaşamak zahmetine değmeyen bir şeydir. (Yabancı)

Beni kitaplarımla başbaşa bıraksınlar isterdim. (Caligula)

Mademki, yaşıyoruz, yaşadığımız sürece mutlu olmaya, sağımızda solumuzda mutluluk yaratmaya bakmalıyız. Mutluluk, bir yerde ve her yerde, hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir. (Yabancı)

Katı yürekli insanlardan tiksindiğim kadar hiçbir şeyden tiksinmedim. (Yabancı)

İnsan umudunu kesmemeli! (Yabancı)

Beden keyifsiz oldu mu, yürek de ölgünleşir. (Düşüş)

Kendi kendime yabancı kalacağım hep. (Sisifos Söyleni)

Bizim yaşımızdayken insan sevdiğini sanır. Hepsi bu. (Mutlu Ölüm)

Tutukluluğumun başlarında, bana en ağır gelen şey, özgür bir insan gibi düşünmemdi. (Yabancı)

Tiksiniyorum zavallı sevinçlerinizden! Tiksiniyorum özgür olduğunu sanan sefil insanlarından bu ülkenin! (Sıkıyönetim)

Dünyanın bütün bilimleri çocukların gözyaşlarına değmez. (Başkaldıran İnsan)

Ama o zaferleriniz hep geçici olacak, işte hepsi bu. (Veba)

Yalnızca “çabalamaya değmez” demektir kendini öldürmek. (Sisifos Söyleni)

Çekip gidene her şey mizah, kalıp bekleyene her şey şiirdir. (Veba)

Kendime hesap vermekten hoşlanırım. (Mutlu Ölüm)

Şimdiki zamanın cehennemi, onun ülkesi burasıdır artık. (Sisifos Söyleni)

Kendimi dile getirmeyi nasıl da öğrenmek isterdim! (Veba)

Katlanamadığım bazı düșünceler var. (Veba)

Ya zamanla birlikte yaşar ölürsün ya daha yüce bir yaşam uğruna zamanın dışına çıkarsın. (Denemeler)

Halka acı çektirmek korkunç bir şey! (Başkaldıran İnsan)

Binde bir şans, birçok şeyi düzeltmeye yeterliydi. (Yabancı)

Kimdir başkaldıran insan? Hayır diyen biri. (Başkaldıran İnsan)

Kimileri yaşamak için yaratılmıştır, kimileri de sevmek için. (Sisifos Söyleni)

Ama kimse, hiçbir zaman, başına neler geleceğini bilemez ki! (Yabancı)

Erdem fazla gururlu olduğundan, bilgelik değildir. (Başkaldıran İnsan)

Töreler, körü körüne bağlılık, düşünce tarihimizin büyük bir kesimini etkisi altında tutan başkaldırının yoksayıcı eğitimlerinden biridir. (Başkaldıran İnsan)

Ne de olsa insan her zaman biraz suçludur. (Yabancı)

Haklısınız, suskunluğu sağır edici. (Düşüş)

Dostluk ise daha sadedir. Uzun sürelidir ve elde edilmesi zordur, ama bir kez de elde edildi mi, artık ondan kurtuluş yoktur, gereğini yerine getirmek gerekir. (Düşüş)

İnsanın umutsuzluğa alışması, umutsuzluktan da beterdir. (Veba)

Kendimiz olmaya zamanımız yok. Ancak mutlu olmaya zamanımız var. (Mutlu Ölüm)

“Burada mutluysan, niye gidiyorsun, anlamıyorum,” demişti ona Catherine. “Sevilmek tehlikesini yaşayacaktım küçük Catherine ve bu da benim mutlu olmamı engelleyecekti.” (Mutlu Ölüm)

Her şey unutulur, büyük aşklar bile. (Mutlu Ölüm)

Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın. (Veba)

İnsan insanın gücünü azaltır. Dünyaysa o gücü dipdiri bırakır. (Mutlu Ölüm)

İnsanın her zaman isteyebileceği ancak zaman zaman bulacağı bir şey varsa, o da insan sevgisidir. (Denemeler)

Annem hep insanın tam anlamıyla mutsuz olamayacağını söylerdi. (Yabancı)

Aşağı düşmek, yukarı çıkmaktan çok daha kolaydır şu hayatta. (Caligula)

Yüreğimdeki yarayı iyileştiremiyorum. (Defterler 2)

Akıl, insan yüreğinin derin hak isteğini tek başına susturmaya çalışır. (Sisifos Söyleni)

Kendini yeniden bulmak üzere yitip gitmek denir buna. (Sisifos Söyleni)

Çocukları öldürmek onursuzluktur. (Adiller)

Ah, doktor! Benim böyle sakin göründüğüme aldırmayın. Hep normal insan görünümünde olmaya çalıştım. Artık gücüm yetmiyor. (Taun)

Hiçbir zaman yaşamayı öğrenme gereksinimi duymadım. (Düşüş)

Herkes yalan söyler. İnandırmasını bilmektedir maharet. (Adiller)

Yaz göklerinde uzanıp giden o bildik yollar insanı günahsız uykulara da zindanlara da götürebiliyormuş demek. (Yabancı)

Aslında, hiç sevmemiş olduğum doğru değil. Yaşamımda hiç değilse bir büyük aşka tutulmuşumdur. (Düşüş)

Umutsuz ve umutsuzluğunun bilincine varmış kişi geleceğin değildir artık. (Sisifos Söyleni)

İnsan düşüncesinin bir anlam taşıyabilecek biricik tarihini yazmak gerekseydi, yapılacak şey birbirini kovalayan pişmanlıklarının ve güçsüzlüklerinin tarihini yazmak olurdu. (Sisifos Söyleni)

Yaşama nedeni denilen şey, aynı zamanda çok güzel bir ölme nedenidir de. (Sisifos Söyleni)

Şimdi mutlu olmayı değil yalnızca bilinçli olmayı diliyorum. (Defterler 1)

Çoğu zaman kendimize benzeyen ve zayıf yanımızı paylaşan kimselere açarız içimizi. Demek ki kendimizi düzeltmeyi ya da iyileştirmeyi istemeyiz. (Düşüş)

Ama yeryüzü karanlıktır aziz dostum, tahta kalın, kefen ışık geçirmez. (Düşüş)

Kışın ortasında, en sonunda içimde yenilmez bir yaz bulunduğunu öğreniyordum. (Yaz)

Ama bazı hallerde, devam etmek, yalnızca devam etmek insanüstü bir şeydir. (Düşüş)

Bir insan yaşamının yarısı söylenmeyeni anlamakla, başını çevirmekle, susmakla geçer. (Sisifos Söyleni)

İster misiniz, susalım da bu hayli hüzün verici saatin tadını çıkaralım? (Düşüş)

Başkaldırıyorum, öyleyse varız! (Başkaldıran İnsan)

Düzeliyordum, sonra yine bozuluyordum. Yaşam benim için gittikçe daha zorlaşıyordu; beden keyifsiz oldu mu, yürek de ölgünleşir. Bana öyle geliyordu ki, hiç öğrenmemiş olduğum, ama yine de çok iyi bildiğim bir şeyi, yani yaşamayı unutuyordum. (Düşüş)

Seni sevdim ama artık yoruldum… Gitmekten mutlu değilim ama yeniden başlamak için mutlu olmak gerek. (Veba)

İnsan bilmediği şeyler üzerinde hep olmadık düşüncelere varır. (Yabancı)

Bizi birbirimize bağlayan, deniz, yağmurlar, ihtiyaç, istek, ölüme karşı savaş gibi konulardır. Biz, birlikte gördüklerimiz, birlikte ıstırap çektiklerimizle birbirimize benzeriz. (Sanatçı ve Çağı)

Şurası gerçek ki her şeyde rahattım, ama hiçbir şeyden hoşnut değildim. (Düşüş)

Yaşama umutsuzluğu yoksa, yaşama aşkı da yoktur. (Tersi ve Yüzü)

Belki de anlayamadığımız şeyleri de sevmeliyiz. (Veba)

Şu anda bir ahlak kitabı yazacak olsaydım, doksan dokuz sayfası bembeyaz, yüz sayfalık bir kitap olurdu. Son sayfaya: “Bildiğim tek bir görev var, o da sevme görevidir.” yazardım. (Defterler 1)

Sevmek ve sevilmek ihtiyacında olduğumdan, âşık olduğumu sandım. Başka deyimle, aptallık ettim. (Düşüş)

Ama biliyor musunuz niçin ölülere karşı hep daha dürüst ve daha cömertizdir? Nedeni basittir! Onlara karşı bir yükümlülüğümüz yoktur. (Düşüş)

Bekleye bekleye insan artık bekleyemez duruma gelir. (Veba)

Uyumsuz insanın bütün yapabileceği her şeyi tüketmektir, kendi kendini de tüketmektir. (Sisifos Söyleni)

Ya her şey bana açıklansın istiyorum, ya da hiç. Ama yüreğin bu çığlığı karşısında akıl güçsüzdür. (Sisifos Söyleni)

Sana hep iyi davrandım, sense nankörlük ediyorsun. (Yabancı)

Hiçbir şey istemediğim için, her şeyin üstündeyim artık. (Sıkıyönetim)

Geleceğini bilince seni beklemek zor gelmiyor. (Veba)

İnsana sebep gerek bir yerde kalmak için -dostlar gerek, sevgi gerek. Bunlar olmadı mı anlamı kalmıyor orada ya da burada nefes almanın. (Yanlışlık)

Ana gibi yâr olmaz. (Yabancı)

Sizinki kadar katılaşmış bir kalbe daha önce hiç rastlamadım. (Yabancı)

Onu zahmetsizce unutmam için gerçekten çekip gitmesi yetiyordu, tıpkı onu, yeniden dönmeye karar verdiği zaman unuttuğum gibi. (Düşüş)

Olgun yaştaki insanın gençliğini yalnızca mutlu aşklar uzata­bilir. (Defterler 3)

İlk kez içimi aptalca bir ağlama arzusu kapladı, bütün bu insanların benden ne çok nefret ettiklerini anlamıştım çünkü. (Yabancı)

Her zaman benden daha tutsak birisi vardır. (Veba)

Aynı zamanda hem kadınları, hem adaleti sevmeyi başarıyordum, ki pek kolay bir iş değildir bu. (Düşüş)

Yürek bu efendim, yıpranıp gidiyor zamanla. (Yanlışlık)

Evet, bıktım usandım artık bu ruhu taşımaktan… Buraya ait değilim ben. (Yanlışlık)

Bana kucağını açan biri olsaydı, çocuklar gibi ağlayabilirdim. (Tersi ve Yüzü)

“Anlamak lazım efendim, anlamak lazım,” diyordu. Oysa kimse bir şey anlar görünmüyordu. (Yabancı)

İnsan bana yürüyen bir adaletsizlik gibi görünür bazı bazı. (Tersi ve Yüzü)

Gece bir yandan da insanların yüreğindeydi. (Veba)

Yaşamaya tahammülüm kalmadığı anda, yaşamaya başladım. (Yanlışlık)

Derin duygular da büyük yapıtlar gibi bilinçli olarak söylediklerinden daha fazla anlam taşır her zaman. (Sisifos Söyleni)

Ancak tarihte öyle anlar olmuştur ki, iki artı ikinin dört ettiğini söylemeye cüret edenler ölümle cezalandırılmıştır. (Veba)

Dünya açık ve aydınlık olsaydı, sanat olmazdı. (Başkaldırıyorum, O Halde Varız!)


Albert Camus Sözleri ve Alıntıları
Özlü Sözler
Albert Camus (d. 7 Kasım 1913, Mondovi, Cezayir – ö. 4 Ocak 1960, Villeblevin, Fransa), Fransız yazar ve filozof.

Yorum Yaz