William Golding Sözleri ve Alıntıları
Birinden korkunca ondan nefret edersiniz ama boyuna da düşünüp durursunuz onu. Kendi kendinizi aldatırsınız; aslında kötü değildir dersiniz. Ama onu görünce, tıpkı nefes darlığına tutulmuş gibi olursunuz, soluk alamazsınız. (Sineklerin Tanrısı)
…insanlara ait olmayı seçebilirsiniz. Ya da gerçek olanı ve gerçek olduğunu bildiğiniz şeyi seçebilirsiniz – bir tünelin ağzında, içeride oturan, kendi arzuları ve kuralları olan kendi benliğinizi. (Görünür Karanlık)
Yani korku sizlere zarar vermez, düşlerin zarar veremediği gibi. (Sineklerin Tanrısı)
Aslında tüm yaptığım, annemle babama, umutsuzca son bir çağrıda bulunmaktı: Bakın! Kaderimden kaçmak için ölümle bile yüzleşmeye hazırım ben! (Çatal Dil)
Neden bilmiyorum. İyi başlamıştık, mutluyduk. Sonra… (Sineklerin Tanrısı)
Soğuk ve bitkinlik onunla açık açık konuştular. Vazgeç, dediler, kıpırdamadan yat. Geri dönme düşüncesini, yaşama düşüncesini kafandan çıkar. Kes at, olacağına varsın. (Ceberut Martin)
Ayrı ayrı yaşantıları, ayrı ayrı duyguları olan iki kıta gibiydiler; düzgün bir ilişki kurulamıyordu aralarında… (Sineklerin Tanrısı)
Bir insan tabii ki kendi içinde bütün bir kıtadır; her bir zihin aslında bütün dünyadır, çünkü her zihin bir düzine dünya demektir. (Serbest Düşüş)
Onu acıya çivileyip dimdik ayakta tutan da bu ağlamaydı sanki. (Sineklerin Tanrısı)
Ahh, müzik olmasaydı hayat neye benzerdi! (Piramit)
En büyük düşünceler, en basit olanlarıdır. (Sineklerin Tanrısı)
Bir duygu ne kadar büyük olabilir? Bir acı nerede başlar ve nerede biter? (Serbest Düşüş)
Seni affedecek kadar olgunum ama tekrar güvenecek kadar aptal değilim. (Sineklerin Tanrısı)
Hayat kötü değil. Katlanılmaz olduğu doğru, ama o ayrı hikaye. (Çatal Dil)
Ben çocukken masumdum ve masumiyetin ne olduğunu bilmiyordum; dolayısıyla mutluydum ve mutluluğun ne olduğunu bilmiyordum. (Serbest Düşüş)
Bir yanda avlanmanın, her şeyi önceden tasarlamanın, yabansı sevinçlerin, ustaca davranışların pırıl pırıl dünyası vardı. Bir yanda da, özlemlerin, yenilgiye uğrayan sağduyunun dünyası. (Sineklerin Tanrısı)
Zaman geçer ama anlamsızca. Boşluk, onun karşısında duyulan kederle birleşince sonsuzlaşır. (Çatal Dil)
Onları bıraktım… Çünkü ben yolumda gitmek zorundaydım. (Sineklerin Tanrısı)
Ah, insanların düşünebilecek vakti olsa! (Sineklerin Tanrısı)
Önemli olan şeyler önemini yitirdi. Aptalca şeyler sağduyu olup çıktı. (Serbest Düşüş)
Ama sanki sen avlanmıyorsun da… seni avlıyorlar. Sanki biri var, senin hep peşinden gelen. (Sineklerin Tanrısı)
Dünlerim benimle birlikte yürüyor. Onlar adımlarını bana uyduran ve omzumun üzerinden beni izleyen gri yüzler. (Serbest Düşüş)
Neyiz biz? İnsan mı? Yoksa hayvan mı? Yoksa vahşiler mi? (Sineklerin Tanrısı)
İstenmeyen cevaplar acı verebilir, hem de sonsuz bir acı! (Çatal Dil)
Kafamıza bomba inmiş gibi, sersem ve mutlu olacağız. (Sineklerin Tanrısı)
Nereye gidersem gideyim bu anıların yükünü yanımda götürüyorum. (Serbest Düşüş)
Kimi zaman umut veren, kimi zaman hayal kırıklığına uğratan değişik olayların, sanki damgasını taşıyordu üstünde. (Sineklerin Tanrısı)
Kendi içimden başka nereye gidebilirdim ki! (Çatal Dil)
Günün kararlarını satranç oynarcasına alıyordu. Tek derdi, hiçbir zaman çok iyi bir satranç oyuncusu olmayacağıydı. (Sineklerin Tanrısı)
İletişim kurmak artık bizim için hem bir tutku hem de çaresizlik. (Serbest Düşüş)
Cahilliklerini bilmemin utancı içindeydiler ve bilgisizliklerini nasıl açıklayacaklarını da bilemiyorlardı. (Sineklerin Tanrısı)
Bilinen ama söylenemeyenlerin ağırlığı çökmüştü havaya. (Sineklerin Tanrısı)
Aslına bakılırsa bu “belki”, çağımızı temsil ediyor olabilirdi. Zira hiçbir şeyden emin değildik. (Serbest Düşüş)
Hem kendi kişisel acılarını anımsıyorlar, hem de evrensel bir acıya katılıyorlardı… (Sineklerin Tanrısı)
Büyükler bilirler… Karanlıktan korkmazlar. Bir araya gelirler, çay içerler, tartışırlar. O zaman işler yoluna girer… (Sineklerin Tanrısı)
Ona değişmemesi için yalvardım. (Serbest Düşüş)
Bazen küçücük bir ayrıntı dikkatini çeker ve alır götürür insanı… (Sineklerin Tanrısı)
Bir bozukluk çıkarsa, onu düzeltecek biri de çıkar. (Sineklerin Tanrısı)
Davranışlar iyi ya da kötü değildir, ya bir şekilde ifşa olur ya da kişinin yanına kâr kalır. (Serbest Düşüş)
Çenelerini kapayıp oturmaları zamanını geldiğini artık anlamalı bazı kişiler. (Sineklerin Tanrısı)
Düşündüklerini dile getirecek sözcüklerden yoksun olduğu için, belli belirsiz kalan, bir yığın karmaşık düşüncelere daldı. (Sineklerin Tanrısı)
Nereden geldinse, oraya döneceksin. (Sineklerin Tanrısı)
Zira zaman, sonsuza dek uzanan bir dizi tuğla gibi döşenemez. İlk ağlayışla son nefes arasında uzanan o düz çizgi, cansız bir şeydir. (Serbest Düşüş)
Ne diye aldırıyorsun? Sadece yanılmıştın, işte o kadar. (Sineklerin Tanrısı)
Sanırım nisan ayında bir gündü. Zaten başka hangi ay bana bu derece mavi ve beyaz, bu derece güneş ve rüzgar çağrıştırabilir ki? (Serbest Düşüş)
Her yolu kendin bulmak zorunda olduğun ve çoğu zaman ayağını nereye bastığına dikkat etmen gerektiği böyle bir yerde yaşamanın, onu ne denli bezdirdiğini anlıyıvermişti. (Sineklerin Tanrısı)
Hayat böyle. Her şeyi tartışabilirsin, her yerde sorgulanacak bir şeyler bulabilirsin ve hatta her şey sana acı verebilir. (Çatal Dil)
Uykunun ne denli hızlı geldiğinin, kendi içindeki karanlık bir yamaçtan aşağı onu nasıl yuvarlayıverdiğinin farkına bile varmadı. (Sineklerin Tanrısı)
Sanat bir buluşma noktasıdır; ama her şeyin de bir sınırı vardır. (Piramit)
…açıklamak istiyordu; hiç kimsenin tam sanıldığı gibi olmadığını anlatmak istiyordu. (Sineklerin Tanrısı)
Zihin de belli bir yoğunluktan fazlasını kaldırmıyor… (Serbest Düşüş)
İnsanlar iyi ve adil bir yabancının yönetimi altında olmaktansa, ne kadar sert bir yönetimi olursa olsun, kendi içlerinden bir haydutun yönetimi altında olmayı tercih ediyorlar. (Çatal Dil)
William Golding Sözleri ve Alıntıları
Özlü Sözler
William Gerald Golding (d. 19 Eylül 1911, Newquay, Birleşik Krallık – ö. 19 Haziran 1993, Tullimaar House), İngiliz roman yazarı ve şair.
Yorum Yaz
Bir yorum yazmak için giriş yapmalısınız.