Şiir

Yunus Emre – Ey Beni Ayıplayan

Yunus Emre - Ey Beni Ayıplayan

Yunus Emre – Ey Beni Ayıplayan Şiiri

Ey beni ayıplayan, gel beni aşktan kurtar,
Elinden gelmez ise söyleme fâsid haber.

Hiç kimesne kendinden hâlden hâle gelmedi,
Cümlemizin hâlini maşuk eder mukarrer.

Âşıkların her hâli maşuk katında biter,
Sözün var ona söyle benim arada nem var.

Her kim aşk kadehinden içti ise bir cura,
Ona ne yad, ne biliş, ona n’esrik, ne humar.

Dost yüzünden nikabı her kim giderdi ise,
Hicab kalmadı ona artık ne hayr ü ne şer.

Şeriat edebinden korkarım söylemeğe,
Yok ise eydeyidim daha ayrıksı haber.

Dost kılıçından Yunus ölürse gam değil,
Dost göğünden uyanan, maşuk burcundan doğar.

Yunus Emre (k.s)


Lügat:

fasid: kö­tü, fe­nâ, yan­lış, bo­zuk. mü­nâ­fık, fe­sad çıka­ran.
maşuk: sevgili. sevilen, aşık olunan.
mukarrer: kararlaşmış. takrir edilmiş. karar verilmiş. kat’i. şek ve şüpheden beri olan. muhakkak ve müsellem olan. anlatılmış. dildirilmiş. kesinlik kazanmış; hakkında şüphe olmayan mesele. kararlaşmış. kararlaştırılmış. kesin. daha sonra verilecek mükafatın başlangıcı.
cura: şarap yudumu.
esrik: sarhoşluk.
humar: içkiden sonra gelen baş ağrısı ve sersemlik.
nikâb: yüz örtüsü, peçe, perde.
hicab/hicap: utanma, perde. iki nesne arasına konan engel, örtü. bir kişi ile bir nesne arasında yer alan ve arkasında bulunanların görülmesine engel olan şey.
burc: belli bir şekil ve surete benzeyen sabit yıldız kümesi. kale, yüksek bina.


Yunus Emre – Ey Beni Ayıplayan Şiiri
Tasavvuf Şiirleri, Şiir
Yunus Emre Şiirleri

Yorum Yaz