Anton Çehov Sözleri ve Alıntıları
Bana güleceksiniz, ancak yeni bir hayatın şafağı ışıyacak, hakikat galip gelecek ve bizim sokağımıza da bayram gelecektir! (Altıncı Koğuş)
Küçük bile olsa kaba bir davranış, düşüncesizce söylenmiş bir söz üzüyor sarsıyor beni… (Üç Kız Kardeş)
Çok kitap okuyacağız; önümüzde yeni, olağanüstü güzellikte bir dünya açılacak. (Vişne Bahçesi)
Maaşının yarısını kitaba harcardı. (Altıncı Koğuş)
Tebrik edin beni, galiba delirdim. (Kara Keşiş)
Yaşam güç. Pek çoğumuza karanlık ve çıkışsız görünüyor. (Üç Kız Kardeş)
Bize ciddi, önemli, hem de çok önemli görünen şeyler, gün gelecek unutulacak ya da önemsiz görünecek. (Üç Kız Kardeş)
Yaşam güzel diyorsunuz. Ya sadece görünüşteyse bu? (Üç Kız Kardeş)
Herkese fazla güveniyorsun. Dünyayı anla artık. Bu gidişle harcanır gidersin. (Sevgili Doktor)
Hiçbir şey gönlümüze göre olmuyor. (Üç Kız Kardeş)
Bomboş, derin bir kuyuya atılmış bir tutsak gibi, nerdeyim, beni ne bekliyor, bilmiyorum. (Martı)
Mutluluğu arada bir, gıdım gıdım, damla damla tadıp da böyle birden yitirirsen, yavaş yavaş kabalaşır, kötücül biri olup çıkarsın. (Üç Kız Kardeş)
Yaşama yeniden, ama bu kez bilinçli olarak başlanabilseydi! (Üç Kız Kardeş)
Acıyı küçümsersiniz ama parmağınızı kapıya sıkıştırdığınız vakit en yüksek perdeden inlersiniz! (Altıncı Koğuş)
Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki bir çığ yürüyor üstüne hepimizin. (Üç Kız Kardeş)
İşin ilginç yanı, gelecekte neyin önemli ve yüksek değerde, neyin zavallı ve gülünç sayılacağını bugünden hiç bilemeyişimiz. (Üç Kız Kardeş)
Namuslular kıt kanaat geçinirken; namussuzların karnı tok sırtı pektir. (Altıncı Koğuş)
Çünkü kurallar vardı, ancak ortada bilim denen bir şey yoktu. (Altıncı Koğuş)
Gönlüm, kapağı örtülüp kilitlenmiş, anahtarı yitmiş değerli bir piyano gibi tıpkı. (Üç Kız Kardeş)
Zeki bir insansınız ve ben bunun tadını çıkarıyorum. (Altıncı Koğuş)
Öyle yorgunum ki! Dinlenebilsem, birazcık dinlenebilsem!.. (Martı)
Hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz. (Avda Trajedi)
Yalnız insanlar çok okurlar, ama az konuşur, az duyarlar. (Köpeğiyle Dolaşan Kadın)
Hayata karşı ilk küskünlüğümüz; yanımızda sandığımız kişileri karşımızda görmemizle başlar. (Altıncı Koğuş)
Yüreğinde aşkın kıpırtısını duydun mu , yapılıcak en iyi şey onu oradan kovmaktır. (Martı)
Hep aynı konudaki faydasız arayışlar ve konuşmalar insanların zamanın en değerli bölümünü dolduruyor ve gücünün en büyük kısmını tüketiyordu. Ve sonunda geriye değersiz, önemsiz, kısa ve rezil bir hayat kalıyordu ve bundan hiç kaçış yoktu. Sanki insan hapishanede veya tımarhanedeymiş gibi. (Köpeğiyle Dolaşan Kadın)
Yaşamınız ne kadar tantanalı geçerse geçsin, sonunuz gene de tahta bir tabuta konup karanlık çukura atılmak olacak. (Altıncı Koğuş)
Canım öyle konuşmak istiyor ki. Ama kiminle konuşacaksın. Kimsem yok… (Vişne Bahçesi)
Yalnız kalmadan hakiki mutluluğu bulmak mümkün değildi. (Altıncı Koğuş)
İnsan ya neden yaşadığını bilmeli, ya da her şey saçma. (Üç Kız Kardeş)
Bir kadının kendisine şefkatle bakılmayı istemekten başka bir şeye ihtiyacı yoktur. (Martı)
Ne acıklı bir durum! İnsan ancak bir yakınını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığında anlıyor onu ne kadar sevdiğini! (Doktor Çehov’dan Öyküler)
Doya doya, delicesine yaşamak istiyorum ben! (Altıncı Koğuş)
İnsanın huzuru ve memnuniyeti dışarıda değil içindedir. (Altıncı Koğuş)
Bazen bu dünyada doksan yıldır yaşıyormuşum gibi geliyor. (Martı)
Sık sık yaşama isteği olmuyor içimde. (Martı)
Ona göre insanlık namuslular ve namussuzlar olmak üzere ikiye ayrılıyordu; ikisinin arası yoktu. (Martı)
Ne çok kötü insan var bu dünyada. (Bozkır)
İnsan gerçekten yaşamayınca, seraplarla avunur. Ne de olsa, tam bir hiçlikten iyidir. (Vanya Dayı)
Yaşam geçip gitti, hiç yaşanmamış gibi… (Vişne Bahçesi)
Gereksiz insanlar, gereksiz sözler, bir yığın budalaca soruya cevap verme zorunluğu. Doktor! Yordu beni bunlar hasta etti. (Büyük Oyunlar)
Ah bağrımdaki taşı, omzumdaki yükü atabilseydim, unutabilseydim geçmişi! (Vişne Bahçesi)
Ancak siz de biliyorsunuz ki onlarca, hatta yüzlerce deli özgürce dışarıda dolaşıyor, çünkü cehaletiniz yüzünden onları sağlıklı olanlardan ayırt edemiyorsunuz. (Altıncı Koğuş)
Bazılarına göre kafa, düşünmek için verilmiştir, bazılarına göre ise yalnızca şapka takmak için. (Bütün Eserleri 2)
Acıların insanı kusursuzluğa götürdüğü söylenir. (Altıncı Koğuş)
Sanki tüm dünya pusuya yatmış bana bakıyor ve anlaşılmayı bekliyor. (Kara Keşiş)
Kitaplardan edindiği düşüncelerle yetinmiyor; kafasında daha büyük, daha şaşırtıcı, daha sarsıcı düşünceler olsun istiyordu. (Kara Keşiş)
Mutluluk hep ardından gelir; göremezsin. (Ayı)
Etrafımızda akla dair hiçbir şey görmüyor, duymuyoruz. (Altıncı Koğuş)
en küçücük, bir hiç sayılabilecek insanım, ama önümde hiçbir sınır görmüyorum… Benliğimle bütün dünyayı kucaklayabiliyorum! (Kime Anlatsam Kederimi)
Ölüyorum ve bunun bilincinde olma cesaretine sahibim. (Altıncı Koğuş)
Hakkımda söylemem gereken en önemli şey şu ki, kaderim bana hiç acımıyor. (Vişne Bahçesi)
Bir kadında ihtiyaç duyduğunuz şeyin akıl ve zeka değil de beden, güzellik ve gençlik olması sadece rahatsız edici, acı bir durum. (Üç Yıl)
Eğer bir hastalığa karşı çok fazla tedavi öneriliyorsa, bu hastalığın tedavisi yok demektir. (Vişne Bahçesi)
Acı, acı hakkındaki canlı düşüncedir. Bir düşünceyi değiştirmek için irade gücü göster, onu silkip at, şikayet etmeyi bırak; acı kaybolup gidecektir. (Altıncı Koğuş)
Bizi göklere çıkaran yalan, bize, gerçeklerin karanlığından daha değerlidir. (Aşk Üzerine)
Bence kitaplar notaya, sohbet ise şarkı söylemeye benziyor. (Altıncı Koğuş)
Belirli bir amaç olmadan yola çıkarsanız ya yolunuzu şaşırırsınız ya da yeteneğiniz yok eder sizi. (Martı)
Bütün bu belalar insanlardaki vicdansızlaktan ileri geliyor. (Altıncı Koğuş)
Ne kadar renksiz bir yaşamı var hepinizin, ne kadar çok boş laf ediyorsunuz. (Vişne Bahçesi)
Göğün derinliklerine uzun süre gözünü ayırmadan baktığında, düşüncelerle ruh, yalnızlığın bilincinde birleşirler nedense. Kendini çaresizce yalnız hissetmeye başlarsın, daha önce yakın ve kendine ait saydığın her şey sonsuz biçimde uzak ve değersiz olur. (Bozkır)
Çünkü mutsuz insanlar bencil, kinci, acımasız olur, kolaylıkla haksızlık yapar, birbirlerini anlamayacak kadar ahmaklaşırlar. (Doktor Çehov’dan Öyküler)
Bir akıl iyidir, ama iki akıl daha iyidir. (Bozkır)
Fakirden istemek, zenginden istemekten daha kolaydır. (Hayata ve Edebiyata Dair Notlar)
Yalnızım! Yüzyılda bir konuşmak için ağzımı açıyorum ve sesim boşlukta üzgün bir şekilde yankılanıyor. Fakat kimse duymuyor beni… (Martı)
Anton Çehov Sözleri ve Alıntıları
Özlü Sözler
Anton Pavloviç Çehov (d. 29 Ocak 1860, Taganrog Rusya – ö. 15 Temmuz 1904, Badenweiler, Almanya), Rus tiyatro yazarı.
Yorum Yaz
Bir yorum yazmak için giriş yapmalısınız.