Özlü Sözler

Fernando Pessoa Sözleri

Fernando Pessoa Sözleri

Fernando Pessoa Sözleri ve Alıntıları

Başıma gelenleri, hayatın bana yaptıklarını, kayıtsızca ve yüzümde hafif bir gülümsemeyle seyrediyorum. (Pessoa Olmak Üzerine Düşünceler)

Hissetmek, ne renktir acaba? (Huzursuzluğun Kitabı)

Sanki kendi sesimle konuşmuyorum artık. Bir parçam kenara çekilmiş ve sadece izlemekle yetiniyor gibi. (Anlamaktan Yoruldum)

Ruhum hayatımdan yoruldu. (Huzursuzluğun Kitabı)

Ne kadar uzağım şimdi biraz önceki kendimden! (Uzaklıklar, Eski Denizler)

Kalp düşünebilseydi, atmaktan vazgeçerdi. (Huzursuzluğun Kitabı)

Bir insanın aklının biraz kıt olduğunu, en iyi, başkalarına zarar vermeden espri yapamamasından anlarsınız. (Huzursuzluğun Kitabı)

En çok anlamak yoruyor bizi. (Anlamaktan Yoruldum)

Yalnız yaşayamıyorsan, doğuştan kölesin demektir. (Huzursuzluğun Kitabı)

Sevilmeyi düşünmek bizi yorar, telaşa düşürecek kadar yorar hem de. (Huzursuzluğun Kitabı)

Ben kendimin gölgesiyim; o neyin gölgesi, onu arıyorum! (Pessoa Pessoa’yı Anlatıyor)

Peki anarşist kimdir? İnsanları, doğdukları anda toplumsal bakımdan eşitsiz kılan adaletsizliğe isyan eden biri; basitçe ifade edersek özü budur. (Anarşist Banker – Şeytanın Saati)

Yürünen her yol hayata katılan bir tecrübedir ve tecrübeden dönmek de zarardır. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Hayata karşı duyduğum ürkekçe nefrete karşın, ölümün karşısında büyülenerek dehşete kapılıyorum. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Her şey buhar oluyor içimde. Bütün hayalim, anılarım, hayal gücüm ve içerdikleri, kişiliğim, her şey buhar oluyor içimde. (Başıboş Bir Yolculuktan Notlar)

Korkmamalı insan kendinden ve yalnızlığından. Zihninin dile gelmesi, ancak kulağının kendisinde olmasıyla mümkündür. Başkasının hizmetine sunulan kulakların, kendi zihninin seslerini duyması ne mümkün? (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Biri kendine, öteki de başkasına ihtiyaç duyar. Şimdi bunlardan hangisi köle, hangisi kral? (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Büyüdükçe azalıyorum. Kendimi buldukça kaybediyorum. (Pessoa Olmak Üzerine Düşünceler)

Bir şeyin doğruluğuyla değil, kulağa nasıl geldiğiyle daha çok ilgilenir toplum. Çünkü düşünce devreden çıktığında, dil oyunlarıyla en kötü düşünceler bile kulağa bir melodi tadında gelir. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Özgürlük, yalnızlık ve sessizlikle beslenen ıssız içe çekilme halidir. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Hayır, utanmam ben. Niçin utanacakmışım ki? İnsanlığın özgürleşmesi için çalışırken nasıl utanılır ki? (Anarşist Banker – Şeytanın Saati)

Belli bir yol gidildikten sonra pek az kişi yolun ortasında hata yaptığını düşünüp geri döner. Yolun neresinden dönülse kârdır sözü, bazı yollar için geçerli değildir. Bazı mesafeler kısa da olsa orada tüketilen zaman çoktur. Bu yüzden de oradan dönülmesinin ne kadar kâr ya da zarar getireceği asla bilinmez. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Tanımaya başladım kendimi. Yokum ben. Olmak istediğimle başkalarının gözündeki ben arasındaki bir boşluğum. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Var olup olmadığını bilmediğim bir benden, çeşitli biçimlerde farklıyım. (Pessoa Pessoa’yı Anlatıyor)

Hayatı düşlerimizle doldururuz, onu da eşyalarla ya da başka şeylerle. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Sanırım, peşinde koştuğum şey ruhsal bir uyuma haliydi; derin bir uyku ve onunla beraber gelen bir silinme, ortadan yok olma isteği. Tam olarak istediğim şey buydu. Her şeyi reddedişin utangaç hali. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Bir insanın, yetenek, güç, enerji gibi Doğa’dan aldığı yetilerle benden üstün olmasını kabul ederim (zaten mecburum kabul etmeye!) ama annesinin karnından çıktığında sahip olmadığı, ama mutlu bir rastlantı sonucu burnunu dışarı çıkarır çıkarmaz gökten zembille inen zenginlik, toplumsal konum, rahat yaşam gibi sonradan edinilen niteliklerle benden üstün olmasını kabullenemem. (Anarşist Banker – Şeytanın Saati)

Çok merak ediyorum kendimi. İnsanlar bana dışarıdan bakınca acaba nasıl bir şey görüyorlar? (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

İnsanları ve hayatı ne kadar severiz?
Kendimizi sevdiğimiz kadar.
Peki kendimizi ne kadar severiz?
Kendimizi tanıdığımız kadar.
Peki kendimizi ne kadar tanırız?
Bunu ancak ölümün soluğunu ensemizde hissettiğimizde anlayabiliriz. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Kendimi öyle çok anlattım ki sonunda varlığım tükendi, mürekkep niyetine ruhumu kullandım. (Huzursuzluğun Kitabı)

Hayatın tortusu altında yok olup giden özgürlük, bir silkelenme kadar da yakındır. Kendi kendinle baş başa kalma cesaretine sahip olanlardır özgür olabilenler. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Giysi değiştirir gibi hayatımızı değiştirebilseydik keşke. Zira hiç değişmeyen bir hayatın aynı yoğunlukta yaşanması ve aynı istikamete doğru yol almasının verdiği o sıkıcı ve baskın duygu, bir yere yapışıp kalma hissi vermez mi insana? Bir yerde yaşayıp kalmanın verdiği o her yere geç kalmış hissi birçoğumuzda ortaya çıkmaz mı? (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

O dönem ne düşünüyorsam –tekrar ediyorum, dostum– bugün de hâlâ aynı şeyi düşünüyorum; tek farklılık, geçmişte yalnızca düşünüyordum, bugün ise hem düşünüyor hem de uygulamaya geçiriyorum. (Anarşist Banker – Şeytanın Saati)

Sadece hayal gücü çok zayıf olan insanlar, bir şeyler hissetmek için yer değiştirmeye ihtiyaç duyar. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

İnsanı ayakta tutan kendi karşıtlarının sahip olduğu güçtür. Bir engelleme hissidir insana tüm o gücü veren ve dünyada hep yaşayacakmış gibi hareket etmesine sebep olan. Bir şeyin onu engellemesi hissidir ona bu gücü veren. Bir anlamda bir inatlaşma halidir yaşamak. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Biz, anlama manyaklığımızın kurbanıyız az çok. (Pessoa Pessoa’yı Anlatıyor)

İnsanlara bir şey vaat eden biri ortaya çıktığında, dünya biraz daha kötü bir yer olmaya başlar. Çünkü her vaat, bir karşılık bekler. Ve bu karşılıkların çoğu toplumsal ödünlerdir ve biliriz ki toplumsal ödünler hiçbir zaman hayra alamet değildir. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Görevimi yerine getirdim diye, kendimi elimden geldiğince özgürleştirdim diye niçin beni eleştiriyorsunuz? (Anarşist Banker – Şeytanın Saati)

Birini severken yaptığımız her şey, bir anlamda kendimizle yaptığımız şeylerdir. Kendi zihnimizde tecrübe ettiğimiz şeyi pratikte görmek isteriz. Sevmek biraz da, onun varlığından emin olma halidir. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Başkasıyla değil, sadece kendisiyle olan insanlar vardır. Ama duyduğu hazların çoğunda yine başkaları vardır. Temassız bir sevgiyi yaşama biçimi, insanın sevgiye olan bakışını göstermek için yeterlidir. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Sürgüne gidip de geri dönmüş gibi hissediyorum kendimi, hem hancıymışım hem de ebedi göçebe, gördüğüm, duyduğum her şeyin yabancısıymışım, kendimden yaşlanmışım. (Huzursuzluğun Kitabı)

Memnun olsaydı kendinden, anlatmak zorunda kalır mıydı kendini? Memnun olmayandır kendini bunca anlatan. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Biz aslında sadece kendimizi severiz. Seviyoruz dediğimiz şey, insanlar hakkında oluşturduğumuz fikirlerdir. Fikrin sebebini değil, fikrin kendisini seviyoruz. Ve var ettiğimiz ve adına sevgi dediğimiz bu fikirle aslında yine kendimizi sevmekteyiz. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Hayatımdan zevk almayı amaçlamıyorum. Sadece onun yüce olmasını istiyorum; bu ateşi sürdürmek için bedenimi, ruhumu yavaş yavaş yakmak zorunda kalsam bile. (Anarşist Banker – Şeytanın Saati)

Bu nasıl bir durumdur ki herkesin kaçtığı şeylerin ben tam ortasındaydım. Öylece bekliyordum üzerime gelen acıları görünce. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Acı çekmekten hiçbir zaman korkmadım. Sadece onu küçümsemedim, acı çekmekle beraber her türlü kaygıyı küçümsedim. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Çok çalıştım, savaştım, para kazandım; daha çok çalıştım, daha çok savaştım, daha fazla para kazandım– hatta kesinlikle çok fazla para kazandım… Yöntemlerle ilgilenmedim –itiraf ediyorum ki dostum, her yola başvurdum–, stokçuluk, mali hile, hatta hileli rekabet. (Anarşist Banker – Şeytanın Saati)

İnsanın başına gelmeyince, o şeyin olmadığı düşüncesi vardır. Bir şeyden korkmak için ancak yaşamak gerekiyor. Ama yaşandıktan sonra anlaşılması da artık bir şey ifade etmez. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Her şey den bıktım ve her şeyin her şeyliğinden de bıktım. (Anlamaktan Yoruldum)

Mutluluk biraz da yaptıklarına yanıt bulmaktır. Yaptığın şeyi neden yaptığına ve bunun bir karşılığı olduğuna kendini ikna etmektir. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Kalbimin tutunacağı hiçbir şey yok. (Mesaj)

Her acı insanda bir miktar tortu bırakır, bunun da bende bıraktığı tortu her daim soru işaretleri oldu. Her defasında bana uğrayan ve adını söylemeyen bu acı da neydi böyle? (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Beni en fazla üzen şey, deli olmayışımdı. Çünkü deli olsaydım eğer, etrafımdaki herkesi ruhumdan uzak tutabilirdim. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

İstemeden varım, istemeden öleceğim. Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum. (Huzursuzluğun Kitabı)

Bazen mutlu olurdum. Ama bana mutluluk veren şey hiçbir şey düşünmediğim, istemediğim, hissetmediğim, hayal kurmadığım, hayatın herhangi bir yerinde öylesine büyüyen bir bitkiye dönüştüğüm zamanın kendisiydi. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Ne çok insanız yaşayan, ne çoğuz kendini kandıran! (Huzursuzluğun Kitabı)

Artık hiçbir şey hissetmeyecek kadar çok şey hissettim,
Ruhum tükendi, kalan yalnızca bir yankı içimde. (Uzaklıklar, Eski Denizler)

Sen her bir şeyde eksik kalan parçasın. (Huzursuzluğun Kitabı)

İyi bir düşçü uyanmaz. (Şeytanın Saati)

Sevgiye bir sen layıkken seni nasıl sevmem? (Huzursuzluğun Kitabı)

İçimde gömülü o kadar çok Cehennem ve Araf var ki. (Huzursuzluğun Kitabı)

Yazıyorum ve önümde yağmur karanlığı bir manzara var. Mevsim yaz, ama burada her yer İngiltere. (Pessoa Pessoa’yı Anlatıyor)

Düşünmek de tedirgin edicidir yağmurda yürümek gibi.
Tutkum ve isteklerim yok benim.
Şair olmak bir tutku değil benim için.
Bu benim yalnız olma yolum. (Gizemli Bir Maske)

Kendi kendimle karışmışım ve içimde artık hiçbir şey, var olmayı beceremiyor. (Huzursuzluğun Kitabı)

Kimileri köle doğar, kimleri sonradan olur, kimleri ise köleleştirilir. (Huzursuzluğun Kitabı)

Susuyorum. Konuşursam anlaşılmayacağım. Ben susarak anlaşılmamayı tercih ederim. (Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi)

Var olmayan bir şehrin varoşlarıyım ben, yazılmamış bir kitabın gereksiz yere uzatılmış yorumuyum… (Huzursuzluğun Kitabı)

Ne çok insanız yaşayan, ne çoğuz kendini kandıran! (Huzursuzluğun Kitabı)

Olmak istediğim ile başkalarının beni dönüştürdüğü şey arasındaki boşluğum ben. (Anlamaktan Yoruldum)

Kimsenin gelmediği bir yerden kimsenin gitmediği bir yere uzanan bir yol için neler vermezdim. (Huzursuzluğun Kitabı)

Mutsuzluğunun farkında olmayan bunca insanın mutluluğu beni ürpertiyor. İnsani hayatları, gerçekten duyarlı olsalar sonsuz acı verecek olaylarla dolu. (Huzursuzluğun Kitabı)


Fernando Pessoa Sözleri ve Alıntıları
Özlü Sözler
Fernando Pessoa (d. 13 Haziran 1888, Lizbon, Portekiz – ö. 30 Kasım 1935, Lizbon, Portekiz), Portekizli şair ve yazar.

Yorum Yaz