Jack London Sözleri ve Alıntıları
Düşünüyorum, yine düşünüyorum ve kendimi düşünmekten alıkoyamıyorum. (Demir Ökçe)
Bir şeyin var olması, varlığını sürdürebilecek kadar güçlü olduğunun göstergesidir. (Martin Eden)
Başkalarına yardım edemeyecek kadar uzun süredir günah ve riya içinde yaşıyorum. (Demir Ökçe)
Güzellik seni incitir. Ebedi bir acıdır içinde, tedavi olmayan bir yaradır, ateşten bir bıçaktır. (Martin Eden)
Zaman! Zaman! Onun bitmek tükenmek bilmez feryadıydı zaman. (Martin Eden)
Güzellik değerlidir, ama ben daha önce değerini hiç bilememişim. (Martin Eden)
Bir Çin atasözü vardır; der ki: “Eğer bir adam tembelce yaşarsa, başka bir insan açlıktan ölür.” Montesquieu da şunu söylemiştir: “Birçok insanın bir insanı giydirmek için çalışması, birçok insanın giysisiz kalmasının nedenidir.” (Uçurum İnsanları)
En hızlı giden, yalnız gidendir. (Martin Eden)
Oysa aşk, aklın ötesinde, üstündeydi. (Martin Eden)
Sosyalistlerden nefret ediyor ve korkuyorsunuz ama neden? Ne onları ne de doktrinlerini biliyorsunuz. (Martin Eden)
Düşlerim genellikle düşmelerle son bulur. (Ademden Önce)
Ona âşık olacığımı aklıma bile getirmezdim ama âşığım işte. (Martin Eden)
Dünyada en büyük şey aşktır. (Martin Eden)
Hâlâ kitap okuyordum, ama artık eskisi gibi tutkuyla değil. Bugün de hala kitap okurum, ama hiçbir zaman, bana yaşamın gerisindeki gizemi çözme isteğini fısıldayan gençlik tutkusunun o eski heyecanıyla değil. (John Barleycorn)
Dünya öyle kurulmuş ki mutluluk için maddiyat gerekiyor. (Martin Eden)
Senin de fikirlerin, tıpkı giysilerin gibi başkaları tarafından üretilmiş; eylemlerini toplumsal onay biçimlendirmişti. (Martin Eden)
Kendileri uğruna mücadele ettiğim ve sabahlara kadar çalıştığım şeyler bana ihanet etmişti. Başarı, bunu hor görüyordum. Ün, soğumuş bir küldü benim için. Sosyetenin kadın ve erkekleri; rıhtımlar üstündeki kadınlar ve erkekler; bunların kafaca düşkünlükleri beni hayretler içinde bırakıyordu. (John Barleycorn)
Sevilmek… sevilmek, ne güzel bir şey. (Martin Eden)
Dünyanın güçlülere ait olmasında şaşacak bir şey yoktu. Köleler, kendi köleliklerine saplantıyla bağlıydı. (Martin Eden)
Şu anda önlerindeki mesele aşktı ve aşk, yiyecek bulmaktan daha amansız, daha acımasız bir meseleydi. (Beyaz Diş)
Çünkü yaşam ancak yapmak için donatılmış olduğu şeyi sonuna dek yaptığında zirveye ulaşır. (Beyaz Diş)
Kendi küçük hayatlarını dar kafalı küçük formüllere göre yaşayanları, bir araya toplamış sürüler dışında var olamayan varlıkları, yaşamlarını başkalarının düşüncelerine göre kalıplara sokanları, kölesi oldukları çocuksu kurallar nedeniyle gerçekten yaşamayı ve birey olmayı beceremeyenleri düşününce bir iki kez acı kahkahalara boğuldu. (Martin Eden)
Hayat dayanılmaz ölçüde sıkıcı ve aptaldı. (Martin Eden)
Biz, zavallı insanlar emellerimize böyle ulaşıyoruz; katliam ve yıkımla dünyaya kalıcı barış ve mutluluk getirmeye çabalıyoruz. (Demir Ökçe)
Gidişat hiç hoşuma gitmiyor.Hiç de yoluna girecekmiş gibi hissetmiyorum. (Beyaz Diş)
Bazen gezgin bir avare olsam diyorum. Hiç çalışmadan geçinip gidiyorlar. Oh be! (Martin Eden)
Sadece insan türünün erkeği dişisini öldürür. (Ademden Önce)
Bugünden geriye baktığımda hayatlarımızın ve kaderlerimizin nasıl da en küçük rastlantılara bağlı olduğunu açıkça görüyorum. (Ademden Önce)
Yoğun ve umarsız biçimde cahili oldukları çok daha büyük bir şey vardı: Hayat. (Martin Eden)
Oysa aşk, aklın ötesinde, üstündeydi. Akıl vadisinin ötesindeki dağların zirveleriydi aşkın memleketi. Varoluşun yüce bir hali, yaşamın zirvesiydi ve çok ender bulunurdu. (Martin Eden)
Hiç rüyanızda rüya gördüğünüz oldu mu? (Ademden Önce)
Halbuki güzelliği içlerinde hisseden insanlardan olsalardı, o parlayan gözlerin ve hararetlenmiş yüzün, gencin aşkla ilk tanışmasının belirtsi olduğunu anlayabilirlerdi. (Martin Eden)
İçinde yaşadığımız daimi güvensizlik çağında yaygın olan içimdeki başıboş korku içgüdüsü birden harekete geçince yalnız olduğumu fark ettim. (Ademden Önce)
İnsanın başkalarını bu denli düşünüp dostluk kurma becerisi, onu hayvanların en güçlüsü kılıyordu. (Ademden Önce)
İnsan yenildiğini düşünürse, yarı yarıya öyle sayılır. (Beyaz Diş)
Ne fark ederdi ki zaten? Herkes ölüyordu nasıl olsa; iyisi de kötüsü de, güçlüsü de zayıfı da, hayata dört elle sarılanı da yaşamı aşağılayanı da… Herkes göçüp gidiyordu. Her şey göçüp gidiyordu. (Kızıl Veba)
Hatalarımız da bizimdir. Biz bu hatalarımızı niye bir türlü kabul etmek istemeyiz ki. (Martin Eden)
Hayatı, olduğu gibi, insanın ruhunu titreten, içine işleyen her şeyiyle birlikte yansıtmak istiyordu. (Martin Eden)
Her yandan yardım isteyen çığlıkların geldiği bu tür sahnelere fazlasıyla tanık olmak, insanın kalbini taşa çeviriyordu. (Kızıl Veba)
Her insan kendi ışığına göre davranır ve bundan daha fazlasını yapamaz. (Martin Eden)
Aşk hiçbir zaman yolunu şaşırmaz. (Martin Eden)
Bir insanın düşüncelerini alıp, allayıp pulladıktan sonra yine ona sunarak istediğiniz kişiyi kandırabilirsiniz. (Martin Eden)
Aklımızın almayacağı bazı şeyler vardır. Adalet duygumuzu aşan şeyler. Bu işin doğrusunu yanlışını biz söyleyemeyiz, bizim yargımız burada işlemez. (Bir Kuzey Macerası)
Daha çok öğrendikçe evrene, hayata ve bütün bunların ortasında kendi hayatına daha çok hayran oluyordu. (Martin Eden)
İnsan en tuhafıydı yaratılanların; doymak bilmez, hoşnut kalmaz, Tanrı’yla ya da kendiyle asla barışık olmayan, günlerini huzursuzluk ve boş gayretlerle geçiren, geceleri kasıtlı ve yanlış arzuların nafile düşleriyle dolu. (Yıldız Gezgini)
Yürek burkan bir durumdaydı ama Buck’in yüreği, bükülmez bir yürekti. (Vahşetin Çağrısı)
Her sanatın gelenekleşmiş usulleri vardır. (Martin Eden)
Ben, kendi beğenimi, insanlığın ortak yargılarına göre şekillendirmem. Eğer bir şeyi beğenmiyorsam, beğenmiyorumdur. (Martin Eden)
Aşkın akılla alakası yoktu. İnsanın âşık olduğu kadının mantıklı düşünüp düşünmemesi önemli değildi. Aşk, aklın üzerindeydi. (Martin Eden)
Hiç kimse tarafından korunup kollanmamış. Hep kendi başının çaresine bakmış. Kendi başının çaresine bakmış bir kızın gözleri yumuşak ve kibar olamaz. (Martin Eden)
Evlenmiyorum ve sevmeden de evlenmeyeceğim. (Martin Eden)
Yaşam acı veren bir yorgunluk haline gelince, ölüm sonsuz uykunun sakinliğine götürmek için hazırdı. (Martin Eden)
Bana yapılabilecek bütün kötülükleri yaptınız. Yakında öleceğimi biliyorum. Belki de bir hafta sonra bu dünyadan yok olacağım. Beni şuanda öldürseniz bile bir önemi yok! (Kızıl Veba)
Bilmezsiniz kardeşlerim, ne yazık ki sizin bilmediğiniz daha pek çok şey vardır. Köle olarak yaşadığınız için bir çok şeyleri bilmezsiniz siz. (Kızıl Veba)
Kitaplarla, resimlerle, güzel şeylerle dolu olan, insanların alçak sesle konuştukları, kendilerinin ve düşüncelerinin temiz olduğu bir havayı solumak istiyorum. (Martin Eden)
Bilgiyi elde edeyim derken de gençlik elden gidecekti. (Meksikalı)
Geçmişimi biliyorum ama üstünde pek fazla düşünmüyor gibiyim. Bugünde yaşıyorum. Ne geçmişe ne de geleceğe kafa yoruyorum. (Yıldız Gezgini)
Bir köşeye çekilmiş, yalnız yaşayan bir insan için suskunluğun hiçbir değeri yoktur. (Kızıl Veba)
Seni kitap okuyan insanlarla tanıştıracağım. Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşanmaya değer. (Martin Eden)
Aylak biri olmak, çalışan bir hayvan olmaktan iyidir. (Martin Eden)
Deneyimlerimiz, düşüncelerimizle aynı mayadandır. (Yıldız Gezgini)
İnsan doğru olduğuna inandıklarının ışığında, kendi inançlarına göre davranır ve elinden bundan fazlası gelmez. (Martin Eden)
Yolu cehennemden geçmişler, kimselere benzemez. (Bir Dilim Biftek)
Yaşamak için çok inatçısın, ölmek için de çok pinti. (Yıldız Gezgini)
Senden daha fazla ayrı kalamayacağım için, yüreğim beni buna zorladığı için, gelmek istediğim için buradayım. (Martin Eden)
Onu sürükleyen şey, içinde ölüp gitmek istemeyen hayattı. (Ateş Yakmak)
Ne söylediğinizi biraz da nasıl söylediğiniz belirler. (Martin Eden)
Eğer hayatta çalışmaktan başka yapılacak bir şey yoksa, çalışmanın canı cehenneme. (Ay Vadisi)
Jack London Sözleri ve Alıntıları
Özlü Sözler
Jack London (d. 12 Ocak 1876, San Francisco, ABD – ö. 22 Kasım 1916, Kaliforniya, ABD), ABD’li gazeteci ve roman yazarı.
Yorum Yaz
Bir yorum yazmak için giriş yapmalısınız.