Agatha Christie Sözleri ve Alıntıları
Yaşamın her anında ölüm yanı başımızdadır. (On Küçük Zenci)
Kayan bir yıldıza bakıp ne yapacaktım? İsteyecek hiçbir şeyim yoktu. (Ve Perde İndi)
Hiç kimse bir olayı aynı biçimde hatırlayamaz. (Beş Küçük Domuz)
Günümüzde insanlar her şeyi ne kadar da sorun ediyorlar. (On Küçük Zenci)
Günahlarından kaçamazsın, emin ol bulur seni. (On Küçük Zenci)
Yeryüzünde en zor şey insanları tanımaktır. (Bayan McGinty’nin Ölümü)
İnsanın geleceği görmemesi belki de çok iyi bir şeydi. (On Küçük Zenci)
Her şeyin göründüğü gibi olduğuna inanmak budalalıktır. (Beş Küçük Domuz)
Geçmişin üzerinde durmasak bile geleceği düşünmemiz gerekir. (Beş Küçük Domuz)
Yarım yamalak bilgi insanı her zaman yanlış yapmaya sürükler. (Bayan McGinty’nin Ölümü)
Bazen zalimlik karaktere değil de zihnin ve hayal gücünün çok ağır olgunlaşmasına bağlıdır. (Zehri Kim Verdi)
Kimse ölümü anımsamak bile istemiyor. (Ölüm Adası)
İnsanın her istediğini elde etmesi de çok tehlikeli olabiliyor. (Suç Ortakları)
Siz kadınlar kendinizi feda etmeyi ne kadar çok seviyorsunuz! (Beklenmeyen Misafir)
Akıl hastası katillerin çoğu uysal, sessiz, sıradan insanlardır. (On Küçük Zenci)
Bir tek yalan, yenilerini uydurmak zorunda bırakır insanı. (Köşkteki Esrar)
Gerçeği olduğu gibi kabul etmek daima iyidir. Gerçekleri değiştirerek acıdan kaçınmak hiçbir işe yaramaz. (Beş Küçük Domuz)
Hepimiz delirdik sonunda! (On Küçük Zenci)
Bilgi güçtür. (Bayan McGinty’nin Ölümü)
O hep üstün bir varlıkmış gibi hareket eder. Gerçekteyse bunun nedeni onda aşağılık duygusu olması. (Zehri Kim Verdi)
Bana ölüm bizden asırlarca uzakmış gibi geliyordu. (Beş Küçük Domuz)
Şimdilik yapacağımız şey, ne olursa olsun görünüşe aldanmamaktır. (On Küçük Zenci)
Ne tuhaf! Her şey insanın kendi yaşamıyla ilgili olarak düşündüklerinden ne kadar farklı gelişiyor. (Suç Ortakları)
Bence bugün dünyadaki hainlik ve budalaca zalimliğin nedeni, bazı kafaların olgunlaşmamış olması. (Zehri Kim Verdi)
Dünya kadınlara karşı çok zalim. (Noel’de Cinayet)
Bir konuşmayı kelimesi kelimesine aktarmak, özellikle de karşısındakinin sözlerini tam olarak anımsamak çok güçtür. İnsan daima onların düşündüğü anlama geldiğine inanma eğilimindedir. Buna uygun sözcükler yaratır ve buna inanır. (Ölüm Adası)
Haklısın, insanın sonuçlarını değiştiremeyeceği şeylere üzülmesi saçma. (Suç Ortakları)
Bu devirde insanlar çok çabuk unutuluyordu. (On Küçük Zenci)
Bütün enerjisini konuşmakla harcayan birinin, eylem yapacak hali kalmaz. (Suç Ortakları)
Doğa her zaman intikamını alır. (Cinayet Randevusu)
Bu dünyada ne kötü insanlar var!.. İnsanın inancını yok ediyorlar. (Doğu Ekspresinde Cinayet)
Ne yazık ki gerçek yaşam çok farklı, kitaplardaki gibi değil. (Suç Ortakları)
Karanlıkta körebe oynayan çocuklardan farkımız yok. Ellerimizi ileri doğru uzatmış, el yordamıyla ilerlemeye çalışıyoruz. (Cinayet Alfabesi)
Dünyada kötülükten fazla şey yok. (Doğu Ekspresinde Cinayet)
Nefret sevgi demektir. (Dersimiz Cinayet)
“İnsan bazen böyle duygulara kapılır,” dedi. “Kendini yeryüzünde yalnızmış gibi hisseder.” (Suç Ortakları)
Toplumun her sınıfında zaman zaman böyleleri çıkar. Etkileyici, cazip bir kişilik ama ahlak anlayışı eksik. (Örümcek Ağı)
Bazen öyle anlar vardır ki, doğrular sadakatten daha önemlidir. (Beklenmeyen Misafir)
Bazen bilmeden, farkında bile olmadan gerçek olmayan şeyler söyleriz, üstelik de gerçeği söylediğimize içtenlikle inanarak. (Suç Ortakları)
Asla hayaleti kendi gözüyle görmüş birine rastlamazsınız. Gören daima birinin teyzesinin ikinci dereceden kuzeni, bir dost ya da dostun dostudur. (Ölüm Adası)
İlginç ama bazı insanlar doğuştan ahlaksız oluyorlar. (Sessiz Tanık)
Bazen insan yaşamda bazı şeylere dayanmasını da tek başına başa çıkmasını da öğrenmeli. Bir bebeği susturmak için ağzına memeyi tıkmak çok kolaydır. Ama insan bunu tüm yaşamı boyunca sürdüremez. (Ölüm Adası)
Şimdi anlıyorum ki, hiçbir sanatçı yalnızca sanatıyla yetinemez. Yadsıyamayacağı bir ihtirasın tutsağı olur: Ün! (On Küçük Zenci)
İnsanlar, düşünmemek için konuşmayı icat etmişlerdir. (Cinayet Alfabesi)
Bir konu üzerinde tekrar tekrar konuşunca insanın bakış açısı nasıl da değişebiliyor? Eğer doğru açıdan bakabilirsen imkânsız gibi görünen şeylerin bile çok mantıklı olabileceğini görürsün. (Suç Ortakları)
Tüm yaşamlarını otobüs altında kalmamak için tedbir almakla geçirenlere, otobüs çarpsın da ortadan kalksınlar diye düşünürüm. Bir noktada korkmanın da ecele faydası yoktur. (Yedilerin Gizemi)
İnsanların seni tanımadan senden nefret etmesi çok kötü. (Nil’de Ölüm)
İnsanın en büyük düşmanı dilidir. (Briç Masasında Cinayet)
İşte insanı sinirlendiren de bu ya! Herkes bir birinin işine burnunu sokuyor! Başkaları için neyin iyi olduğunu bildiğini iddia ediyor. (Sıfıra Doğru)
İnsan eşi benzeri olmadığını bilmeli. (Acı Kahve)
İnsanın hep umudu olmalıdır. Hayatta bundan daha büyük, daha değerli bir şey olamaz. (Kader Kapısı)
Derisi ne renk olursa olsun herkes insandır. Bütün insanlar kardeştir. (On Küçük Zenci)
Elbette ki yaşamda aşk bir gereklilikti, peki ama bu kadar ciddiye almak doğru muydu? (Sessiz Tanık)
O bir dürüstlük timsali gibiydi doğruluk, güvenilirlik, anlaşılırlık, açıklık ve tüm iyi özellikleri temsil ediyordu. (Beklenmeyen Misafir)
Kitaplarda çok basit ve kolaymış gibi görünen şeyler, gerçek yaşamda neden bu kadar zor oluyor ki? (Suç Ortakları)
Her şey o kadar garip ki şaka olduğuna inanasım geliyor. (Ve Aynı Kırıldı)
Huzur buna derler, gerçek huzur. Her şeyin sonuna gelmiş olmak… yaşamayı sürdürmek zorunda olmamak… evet, gerçek huzur budur. (On Küçük Zenci)
Yaşamından mutluluk duyuyor ve bu yaşantıyı sürekli bir eğlence kaynağı olarak görüyordu. (16:50 Treni)
Zeki olup da aptal görünmek kadar iyi bir şey yoktur. (Fare Kapanı)
Vizyon olmayan yerde insanlar yok olur. (Sessiz Tanık)
Ben de, zekâm ve kurnazlığımdan ötürü hayranlık toplamak isteyen bir zavallıyım. (On Küçük Zenci)
Gençlik dönemi için “Mutluluk çağı” demek ne kadar saçmaydı. Gençlik; kırılganlığın, korunmasızlığın en üst düzeyde olduğu dönemdi. (Nil’de Ölüm)
Ama insanlar bir tuhaf işte. Neyi neden yaptıklarını hiçbir zaman anlayamazsınız. (Örümcek Ağı)
Beni korkutan delilik değil. Akıllılık! (Noel’de Cinayet)
Zaman değişiyor. Şimdi gençleri ancak kompleksler ve aşağılık duygusu bir araya getiriyor. (Üç Yanlış Üç Ceset)
Ne korkunç, değil mi? Aşk insanı bir anda esir alıyor ve sen hiçbir şey yapamıyorsun. (Nil’de Ölüm)
“Bedensel olarak sağlığı yerinde;” dedi. “Keşke ruhsal açıdan da aynı şeyi söyleyebilseydim.” (Sessiz Tanık)
Yemek sipariş eder gibi cinayet sipariş edebilseydin, nasıl bir tercih yapardın? (Cinayet Alfabesi)
Biz insanlar gerçekten çok tuhaf yaratıklarız. Kanıtlara sanki gerçek farklı olamazmış gibi bel bağlar, inanırız. Peki, gerçek nedir? Sağduyumuzun ve bilincimizin zihnimizde oluşturduğu izlenimler mi? Peki ya bunlar yanlışsa? (Suç Ortakları)
Kimse hakkında kesin bir şey söylenemez, değil mi? Yani başkaları insanı zaman zaman öyle yanıltıyorlar ki… Bir kimse hakkında karar veriyorsun. Sonradan bakıyorsun ki adam onun tamamiyle tersi… (Çarpık Evdeki Cesetler)
Bazen insan bazı şeyleri hafife almak istiyor; çoğu kez de bundan dehşete düştüğü için. (Miss Marple’ın Son Maceraları)
Kendimi gereksiz duygusallıktan korumayı öğrendim. (Doğu Ekspresinde Cinayet)
Keşke insanlar bu kadar aptal olmasalardı. (Ölümün Tam Zamanı)
İnsanlar her şeyi yapabilir, canım. Çok acı ve korkunç ama yapabilirler. (16:50 Treni)
Konuşma sırasında bazı şeyler ortaya çıkar. İnsan fazla konuşursa, gerçeği de saklayamaz. (Noel’de Cinayet)
Psikolojiyi psikologlara bırakmak gerek. Günümüzün en önemli sorunu herkesin kendini amatör bir psikolog olarak görmesi. (16:50 Treni)
Duymak istemeyen biri, bir sağırdan bile daha ağır işitir. (Zehri Kim Verdi)
Kalbini bir aslanın ağzına koyuyorsan, bir gün ısırabileceğini göze almalısın. (Cinayet Alfabesi)
Ben iyi beslenmiş, hakları verilmiş bir işçiyi görmeyi tüm sanat eserlerine yeğlerim. Bence önemli olan gelecek, geçmiş degil. (Nil’de Ölüm)
Görüntüler bazen çok aldatıcı olabilir. Çok azımız göründüğümüz insanızdır. (Suç Ortakları)
Deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki şüpheli görünen karakterler genellikle masumdur. (Suç Ortakları)
Hepimiz aynı sandalın içindeyiz, birlikte kürek çekersek kıyıya ulaşabiliriz. (On Küçük Zenci)
Aşk her şey değildir. Ancak gençken öyle olduğunu sanırız. (Nil’de Ölüm)
Hepimiz bir bakıma acımasız ve önyargılıyız. Fakat değişik konularda… Başka başka alanlarda… (Çarpık Evdeki Cesetler)
Bildiğim bir şey varsa, insan bir şeyi isteyince onu elde etmek için her tehlikeyi göze almalı. (Ve Ayna Kırıldı)
Kadınlar böyledir işte. İntikam hissi gözlerini bürüdü mü deli gücü kazanırlar… (Doğu Ekspresinde Cinayet)
Hayat yalanlarla boşa harcanmayacak kadar kısa. (Acı Kahve)
Kadınların olayları daha ayrıntılı hatırlama yetenekleri vardır. (Acı Kahve)
İnsanlar ne kadar kendini beğenmiş, gösteriş meraklısı… ne kadar yapmacık olabiliyorlardı? (Cenazeden Sonra)
Ben de kendimi anlayamıyorum, hiçbir şeyi anlayamıyorum. Bu da beni endişelendiriyor. (Doğu Ekspresinde Cinayet)
Ben daima insanların kötü olduklarına inanırım. İşin kötüsü sonunda da yanılmamış olduğumu anlarım… (Porsuk Ağacı Cinayeti)
Gerçekten birini görmeden sevecek kadar güzel bir kalbe çok az insan sahip. (Ölüm Sessiz Geldi)
Ruhları birbirine bağlı insanlar vardır. Yürekleri asla mesafe kabul etmez. (16:50 Treni)
Eğer size yalan söylemiş olan birinin yüzüne gerçeği çarparsanız, çoğunlukla hemen gerçeği açıklar, tabii büyük ölçüde şaşkınlıktan. Ancak bu tepkiyi görmek için yaptığınız tahminin doğru olması gerekir. (Doğu Ekspresinde Cinayet)
İnsanın bu kadar çok düşünecek zamanı olmamalı, düşünecek zamanım olmamasını dilerdim, bunun hiçbir yararı yok insanı harap etmekten başka. (Ölüm Büyüsü)
Agatha Christie Sözleri ve Alıntıları
Özlü Sözler
Agatha Christie (d. 15 Eylül 1890, İngiltere – ö. 12 Ocak 1976), İngiliz yazar.
Yorum Yaz
Bir yorum yazmak için giriş yapmalısınız.