Maksim Gorki Sözleri ve Alıntıları
Ne kadar az bilirsen o kadar iyi uyursun. (Ana)
— Zengin olsan ne yapardın, Maksimiç?
— Kitap satın alırdım. (Ekmeğimi Kazanırken)
Bazı şeylerin farkında olmak insanı üzüyor. (Ana)
Kendi kendinin patronu olmayı öğren, kimsenin etkisi altında kalma! Sessiz… sakin… ama inatla yaşa! Herkesi dinle, ama senin için en iyisi neyse, onu yap… (Çocukluğum)
— Kitap okumayı seviyor musun?
— Kitap okumaya vaktim yok ki.
— Okumayı sevseydin, zaman bulurdun. (Ekmeğimi Kazanırken)
Gırtlağına kadar kitaplara gömülmüş, bir çılgın gibi yaşıyor. (Benim Üniversitelerim)
Çok az ağlardım, o da yalnızca kalbimi kırdıklarında; yoksa acı beni ağlatmazdı. (Çocukluğum)
Kitap oku, gereken her şeyi kitaplarda bulacaksın. Kitap deyip geçme! (Ekmeğimi Kazanırken)
Öyle kitaplar ver ki bana, okuyanın rahatı kaçsın! Beyninin içine dikenler batsın! (Ana)
Ölmek büyük bir marifet değil, sen yaşamayı becereceksin asıl! (Çocukluğum)
Sık sık gülen insanların içinde daha fazla acı vardır. (Ana)
Belki ben de seni sevmiyordum ama sen benim umudumdun… Bu umudu sevdim ben. (Ayaktakımı Arasında)
Ben, olduğum gibiyim; yalın, sıradan, yaşayan bir insan… (Ekmeğimi Kazanırken)
Tıpkı ateşin ateşle söndürülemeyeceği gibi kötülük de kötülükle alt edilemez. (Benim Üniversitelerim)
Çocukluğumda bir kovan gibi görürdüm kendimi: Basit, sıradan insanlar, hayat üzerine bilgilerinin, düşüncelerinin balını arılar gibi kovanıma taşır, sunabildikleri ne varsa ruhumu zenginleştirmek üzere getirip cömertçe sunardı. Bal her zaman temiz olmazdı, hatta çoğu kez acı olurdu. Ama her bilgi, yine de baldı! (Çocukluğum)
Kalpten gelen bir iyiliğin karşılığı parayla ödenir mi hiç? İyilik bütün nimetlerden üstündür. (Ayaktakımı Arasında)
Bütün o tatlı sözlerine, tatlı gülümsemelerine karşın insanlar birbirine yabancıdır; aslında dünyada her şey, herkes birbirine yabancıdır. (Ekmeğimi Kazanırken)
İnsanlara bakıyorum da hepsi daha akıllı, daha ilginç görünme çabasında. (Ayaktakımı Arasında)
Çocukluk yıllarına ait yaşanmışlıklar, insan ruhunda çoğu kez ömür boyu kapanmayan derin yara izleri açıyor. (Ekmeğimi Kazanırken)
Hiçbir şey beklemiyorum hayattan… Özgürlük ve huzur arıyorum. (Artamonovlar)
Bu dünyada adaletin olduğu bir yer olmalı! (Ayaktakımı Arasında)
Kötülüğümden değil, aptallığımdan hep günahlarım. (Çocukluğum)
İnsanları anlayamıyorsun ki! Kim iyi, kim kötü belli değil. (Ayaktakımı Arasında)
Çocukken herkesten korkardım, büyüdüm herkesten nefret etmeye başladım. (Ana)
Gerçek dediğin, insanın ruhundan gelmeli! Bak işte, aşağıda sürü otluyor, köpek sağa sola koşuyor, çoban dolaşıyor. Öyle değil mi?
Peki, biz ruhumuz için ne çıkarıyoruz bundan? Sevgili dostum, sadece bak sen buna: Acımasız insan gerçektir… Peki, iyi insan nerede? İyisini henüz kimse düşünmedi, evet! (Benim Üniversitelerim)
Hiçbir şey istemiyorum, hiçbir şey ummuyorum! (Ayaktakımı Arasında)
Bir zamanlar kızardım insanlara, sonra buna değmediğini anladım. (Ana)
Ne çok kötü insan, ne çok düzenbaz var şu dünyada! (Ayaktakımı Arasında)
İnsanın gereksinimi ne kadar az olursa, o denli mutlu olur. İstekleri ne kadar fazla olursa, özgürlüğü o kadar azalır. (Benim Üniversitelerim)
Yalnızlığın en iyi ilacıdır, kitap okumak. (Çocukluğum)
Sevgi olmadan hayatı anlamak mümkün değildir. Hayatın yasasının mücadele olduğunu söyleyenlerin ruhları kördür, felakete mahkumdurlar. Ateşi ateşle söndüremeyeceğiniz gibi, kötülüğü de kötülükle yok edemezsiniz! (Benim Üniversitelerim)
Ben seni sevmesem bu acıları çeker miydim? Başka tek bir kişi için çeker miyim sanıyorsun bu acıları? Tükürmüşüm hepsine! (Çocukluğum)
Sevmeden yaşamak acıdır, seversen de iki kat acıdır. (Artamonovlar)
Gizemli olanda her zaman çekicilik vardır. (Benim Üniversitelerim)
Biraz ara ver, kitap oburu! Yoksa gözbebeklerin eriyip önüne akacak! (Ekmeğimi Kazanırken)
Dindar, yumuşak huylu, uysal insanlardan korkarım ben! Huysuz, sinirli insan hemen gösterir kendini, öfkesinden kaçmak, saklanmak için zaman bulabilirsin; oysa yumuşak, uysal olanlar öyle değildir, sinsi bir yılanın otların arasında yaklaştığı gibi usulca yaklaşırlar sana ve birden ruhunun en açık yerinden sokar. (Benim Üniversitelerim)
Yaşayıp duruyoruz ama… Beceremiyoruz. (Artamonovlar)
İşte böyle… İnsan acıyı tattıkça sevecenliği daha çok arar… Ama köhnemiş erdemlerimizin duvarları arasına sıkışan, birbirimize tepeden bakan bizler bunu anlayamıyoruz. Çok ahmakça, çok acı sonuçlar doğuruyor bu anlayışsızlık. (Yaşanmış Hikayeler)
İnsanı yalnızca çok sağlam, çok tutkulu severseniz, bu sevgiden hayatı da anlamını da öğrenirdiniz. (Benim Üniversitelerim)
Görüyorsunuz, yapayalnızım, hiç kimsem yok! Susuyorum, susuyorum sonra birden yüreğimde bir şeyler kaynıyor, taşıyor… Taşlarla, ağaçlarla konuşacağım neredeyse… (Çocukluğum)
Açgözlülük, huzurun en gaddar düşmanıdır. (Artamonovlar)
Her insanın bir çocuk yanı vardır… İşte ona, bu çocuk yanına yaslanmalıdır! (Benim Üniversitelerim)
Sevmek demek, uzlaşmak, alttan almak, kusurlarını görmemek, bağışlamak demektir. (Benim Üniversitelerim)
Kin beslemek aptallıktır. (Benim Üniversitelerim)
Kitaplar da boşuna yazılmamıştır. Akılları karıştırmaktır kitapların amacı… Her şey akılla yapılır. Aklını kullanmadan baltayı bile kullanamazsın. (Ekmeğimi Kazanırken)
İnsan sevgisi pazarda satılmaz ki, gidip alasın. (Çocukluğum)
Zaten dünyada varolmak için kimin yeterli bir sebebi var ki?.. Yaşıyoruz… Ama neden? (Arkadaş)
Geçmişi gözümde canlandırırken bazen ben bile bu yaşananlara inanmakta zorlanıyor, gerçeği görmezden gelme, hatta yadsıma ihtiyacı duyuyorum. (Çocukluğum)
İnsana ne kadar az şey gerekliyse, o kadar mutludur, ne kadar fazla şey istiyorsa da o kadar özgür değildir. (Benim Üniversitelerim)
Hüzün ve sevinç, insanların içinde yan yana, neredeyse birbirinden ayrılmayacak gibidir; fark edilmesi zor, akıl almaz bir hızla birbirlerinin yerini alırlar. (Çocukluğum)
Her şeylerini söylemiş, konuşacak hiçbir şeyi kalmamış olanların suskunluğu ne kadar acı ve korkunçtur. Sözlerine henüz başlamamış olanlarsa, kolayca, rahatça susabilirler. (Yaşanmış Hikayeler)
Birbirlerine âşık insanların gözlerinde sıra dışı bir şey olduğunu fark ediyor, onların yüreklerinde özel bir iyilik olduğunu hissediyordum. İnsan yüreğindeki bu coşkuyu fark etmek her zaman çok hoştu. (Ekmeğimi Kazanırken)
İnsan her şeye incinirse iş göremez, üzerinde durmakla zaman yitirir. (Ana)
Yoksa yaşadığın hayat hoşuna gitmiyor mu? Sık biraz dişini, iyice kendine kapan, o zaman daha kolay katlanırsın! (Ekmeğimi Kazanırken)
Aklım, onun yalan söylediğini kesinlikle biliyor, ama kalbim buna hiç inanmıyor. (Benim Üniversitelerim)
Çok kitap okuyorsun, bu güzel bir şey ama her şeyin ölçüsünü bilmelisin. Bazıları fazla okumaktan aklını yitiriyor. (İnsanlar Arasında)
İnsanoğlu sevgisiz yaşayamaz, zaten kalbi sevebilsin diye verilmiştir ona. (Mujik)
İşte hayat böyle tuhaf bir şeydir! İnsan günde beş kez güler, bir o kadar da ağlar. (Ana)
İyi ve güzel şeyleri sevmezler, kıskanırlar; kendileri iyi ve güzel olamadıkları için iyi ve güzel olan her şeyi yok ederler. (Çocukluğum)
Ne güzel gülüyorsun Andre! Oysa çok gülenlerin yüreğinde keskin bir acı saklıdır. (Ana)
İyi bir insan olmak istiyorum, insanların ihtiyaç duyduğu, onlara yararlı biri olmak istiyorum. (Ekmeğimi Kazanırken)
İnsanlar düşünmeyi öğrendiler mi, gerçeğe ulaşmayı da öğrenirler elbet. (Benim Üniversitelerim)
Yakınmanın bir yararı olmaz genellikle: İnsan insana karşı taş kadar sağırdır. (Karşılıksız Bir Aşk)
Ve insan, ölüm kendisine gelmeden çok önce ölür. (Aşk Rüyası ve Kısa Hikayeler)
Hayat, insanların bilgeliğinden daha derin ve anlamlıdır. (Yaşanmış Hikayeler)
Hayatın özü, insanın hayvanlıktan olabildiğince uzaklaşmasındadır. (Benim Üniversitelerim)
Herkes ölecek, hepimiz öleceğiz. Yaşamak ne kadar zevkli ise, ölüm de o kadar gerekli. (Ana)
Hep aşk içinde yaşa! Dünyada aşktan daha güzel bir şey icat edilmemiştir! (Benim Üniversitelerim)
Mutluluğun ayak izlerine basarak gelir, felaket. (Ekmeğimi Kazanırken)
Hayatın anlamı kin ve nefret değil, sevgi ve aşktır. (Ana)
Hayat şartları çetinleştikçe daha güçlü, hatta daha akıllı olduğumu fark ediyordum. İnsanı var eden şeyin, onun çevre koşullarına direnci olduğunu çok erken anlamıştım. (Ekmeğimi Kazanırken)
Söz vardır metelik etmez, söz vardır paha biçilmez. (Çocukluğum)
Başkalarıyla birlikte olabilirsin, ama yalnız olduğunu unutmadan. (Ekmeğimi Kazanırken)
Hayatımızı, işimizi hafifletmek isterken hayatımızı zorlaştırmaktan, işimizi büyütmekten başka bir şey yaptığımız yok. (Benim Üniversitelerim)
Bizim bütün ömrümüz karanlık bir gecedir! (Ana)
Nereye gideceğim? Gitmediğim yer mi kaldı? Her yere gittim, bu gidip gelmelerle ben beni tükettim. (Benim Üniversitelerim)
Yaşam insanları gürültüsüz, çığlıksız, gözyaşları olmadan, sezdirmeden de yıkabiliyor. (Küçük Burjuvalar)
Erkekler kendilerinden büyük kızlara aşık olmazlar. (İnsanlar Arasında)
Maksim Gorki Sözleri ve Alıntıları
Özlü Sözler
Aleksey Maksimoviç Peşkov (d. 28 Mart 1868, Nijniy Novgorod, Rusya – ö. 18 Haziran 1936, Gorki-10, Rusya), Sovyet Rus yazar.
Yorum Yaz
Bir yorum yazmak için giriş yapmalısınız.