Özlü Sözler

Mark Twain Sözleri

Mark Twain Sözleri

Mark Twain Sözleri ve Alıntıları

Çok az konuşuyor. Belki de kafasının pek çalışmadığını belli etmekten çekiniyordur. (Adem ile Havva’nın Güncesi)

Anlamayanlar için dilimi değersizler için kalbimi yormadığım günden beri mutluyum. (Tom Sawyer’ın Maceraları)

İyi arkadaşlar, iyi kitaplar ve başını yastığa koyunca uyuyabilen bir vicdan… İşte ideal hayat! (İnsan, Kendinde Olmayanı Arar)

Küçücük bir şey bizi nasıl da mutlu edebiliyor. Hele bir de o mutluluğu hak etmişsek! (Adem ile Havva’nın Güncesi)

Yalnız kalmak, istenmeyen kişi olmaktan iyidir. (Adem ile Havva’nın Güncesi)

Nedense bir gelenek ne kadar mantıksızsa ondan kurtulmak o kadar zor oluyor. (Tom Sawyer’ın Maceraları)

Ah keşke ona sevgi dolu iyi bir yüreğin en ala zenginlik olduğunu, gönlün zengin değilse aklın beş para etmediğini anlatabilsem. (Adem ile Havva’nın Güncesi)

Onun hoşuna gidecek bir şey yüzünden zarar görmenin ne önemi olabilir ki? (Adem ile Havva’nın Güncesi)

Bugün çok şaşırtıcı bir şeyle karşılaştım; bir poli­tikacının elleri kendi cebindeydi. (İnsan, Kendinde Olmayanı Arar)

Cehalet bilgisizlik değildir. Cehalet bilmediğini bilmemektir. (İnsan, Kendinde Olmayanı Arar)

Yoksulluğumuz ölçüsünde mutlu, mutluluğumuz ölçüsünde yoksulduk. (Adem ile Havva’nın Güncesi)

Beni dışardan yargılayanlara söyleyecek sözüm yok; zaten dışarıda kalmaları onlara yetiyor. (Tom Sawyer’ın Maceraları)

Sessizlik ve yalnızlıktan başka kimse kalmamıştı yanında. (Tom Sawyer’ın Maceraları)

Sen hiç de çok kötü bir adam değilsin. Git, kendini ıslah et! (Hadleyburg’ü Yozlaştıran Adam)

Günlük yazmayı denedi ama üç gün boyunca hiçbir şey olmayınca bıraktı. (Tom Sawyer’ın Maceraları)

Bir çocuğa veya bir insana bir işi sevdirmek için, o şeyi ona erişilemez gibi göstermek yeterliydi. (Tom Sawyer’ın Maceraları)

Hepimiz müzikten ve hakikatten var olduk, lâkin birçoğumuz idrak etmekte zorlanıyor. (İnsan, Kendinde Olmayanı Arar)

Akıl sağlığıyla mutluluğun bir arada bulunamayacağını anlayamayacak kadar yoksun musun görme gücünden? Aklı başında hiç kimse mutlu olamaz, çünkü o kişi için yaşam gerçektir; yaşamın ne kadar korkutucu bir şey olduğunu görür o kişi. Ancak deliler mutlu olabilir, onların da sayısı çok değildir. (Gizemli Yabancı)

Dikenden canı yanan çalıya yaklaşmaz. (Adem ile Havva’nın Güncesi)

Her insan aynı anda hem bir acı çekme makinesidir, hem de bir mutluluk yaratma makinesi. (Gizemli Yabancı)

Kötümser bir gençten daha üzücü bir tablo olamaz. (İnsan, Kendinde Olmayanı Arar)

Seksen yaşında doğup yavaş yavaş on sekizimize doğru gitseydik, dünya kuşkusuz daha mutlu bir yer olurdu. (İnsan, Kendinde Olmayanı Arar)

Buralardan uzaklaşmayı, gelecek tatsız kötülüklerin ulaşamayacağı bir başka ülkeye varmayı düşünüyordum. (Adem ile Havva’nın Güncesi)

Okuyun! Biraz daha okuyun! Elinizde ne varsa hepsini okuyun! (Hadleyburg’ü Yozlaştıran Adam)

Zekâ dediğin nedir ki,mühim olan insanın yüreğinde taşıdığı değerlerdir. (Adem ile Havva’nın Güncesi)

Yanma tecrübesi, ateşten kaçınmayı dayatır. (Adem ile Havva’nın Güncesi)

Hayat denen şeyin en alası bile dertsiz geçmiyor. (Tom Sawyer’ın Maceraları)

İnsan ki, kadından doğmadır, sayılıdır günleri ve bitmez çilesi. (Tom Sawyer’ın Maceraları)

Kendimi öyle yapayalnız hissettim ki keşke ölsem dedim. (Huckleberry Finn’in Maceraları)


İnsan Nedir? Eserinden Alıntıları

İnsan, bir bukalemundur. Doğasının kanunu gereği, yaşadığı yerin rengini alır. Çevresindeki etkiler onun tercihlerini, nefret ettiklerini, siyasi görüşünü, beğendiklerini, ahlakını, dinini yaratır.

Senle ben ise dikiş makineleriyiz. Elimizden ne geliyorsa onu yapıp çaba göstermeliyiz. Düşüncesizler, bize goblen kumaş üretmediğimiz için sitem ettiklerimde onları hiç umursamamalıyız.

Görevler, görev aşkı için yapılmazlar; onları ihmal etmek kişiyi rahatsız edeceği için yapılırlar.

Her şeyin bir sınırı vardır, demir madeni altın olmak için yetiştirilemez.

İnsan, beşikten mezara, uyanık olduğu tüm saatler boyunca eğitim altındadır.

Deneyim ona öğretecekti ki, savaşa giren herkes yara almaz.

Ölmek bizim görevimizdir, ki onlar kurtulabilsin.

Toplum fikri, bazı insanları her türlü şeyi yapmaya zorlayabilir.

İyiyle kötü arasındaki fark kavramının gölgesinden dahi haberi yoktu.

Şüphe götürmez şekilde, insanı harekete geçiren tek bir dürtü olduğunun farkına vardım. kişinin aslında yalnızca bir makine olduğunu, yaptığı hiçbir şey üzerinde kişisel değer iddia etme hakkına sahip olmadığını algıladım.

Kalbimde hissettiğim acılar, beni güldüren deyişler ve hareketler oluyor. her şey, tam olarak gerçek hayat gibi.

Özgür bırakılmış aklın, insandan gelecek yardıma ihtiyacı yoktur.

Gülünç dünyaya kendini kabul ettirebilmek için zavallı insanları, bencilce, hayat boyu sürecek bu kedere teslim etti.

İnanıyordum ve bununla mutluydum; inancımı aldığın gibi rahatımı da aldın. Şimdi hiçbir şeyim kalmadı ve sefil bir şekilde ölüyorum; çünkü bana söylediklerin, kaybettiğim şeylerin yerini tutabilecek şeyler değildi.

İnsan beyni öyle yapılandırılmıştır ki ne olursa olsun, hiçbir şey oluşturamaz. Yalnız dışarıdan sağlanan materyali kullanabilir. Sadece bir makinedir ve otomatik olarak çalışır, irade gücüyle değil. Kendi üzerinde yetkisi yoktur, sahibinin onun üzerinde yetkisi yoktur.

Gelenek, bir açıdan kanundur ve kanunlara uyulmalıdır, herkes bunu bir görev olarak kabul eder.

Vicdanımız, bizim de acı çekmeye başladığımız noktaya varıncaya kadar diğerlerinin maruz kaldığı sıkıntıları umursamaz. İstisnasız tüm durumlarda, bu bizi de rahatsız etmeye başlayana kadar, diğer kişinin acısına kayıtsız kalırız.

Bir insanın iki şeyden hangisinin doğru olduğunu bilmesi, doğru olanı yapacağı anlamına gelmez.

İnsan ruhsal rahatlığını güvenceye almak için ne olursa olsun, her şeyi yapacaktır.

İnsanı bir şeyler yapmak için harekete geçiren dürtü. Onu bir şeyler yapmaya iten tek dürtü. Kendi ruhunu tatmin etme dürtüsü, ruhunu tatmin edip onayı kazanma ihtiyacıdır.

İnsanoğlu, başka bir kişinin standardını incelerken daima aşağı bakar; yukarı bakınca incelemeye değer birini asla bulamaz.

Sen hiç zihnine çalışmayı durdurmasını ve uyumana izin vermesini rica ederek, yalvararak, emrederek gece boyunca dönüp durmadın mı?

İnsanlar her gün başkaları için fedakarlık yaparlar ama bu ilk önce kendi iyilikleri içindir. Eylem başta kendi ruhlarını tatmin etmelidir. Bundan yararlanan diğerleri ikinci sıradadır.

İnsanlık tarihinde bir yerlerde kaydedilmiş gerçekten ve tamamen fedakârlık içeren bir davranış var olmalı.

Önyargılar, dış etkiler aracılığıyla sökülüp atılmalıdırlar; aksi hâlde hiç atılmazlar.

Sorunun özü nerdedir görüyor musun? Kendi onayı olmaksızın huzura eremez.

Kalbi şarkı söylüyordu, fırtınanın farkında bile değildi.

Karısını döven birisi­ni rahatça hapsediyor ve besliyorlar, fakat adamın masum eşini ve ailesini açlığa terk ediyorlar.

Fikir dile getiren kişi, her zaman ikinci el bir fikri dile getiriyordur.

Bir insan iç rahatlığını güvence altına almak için ne olursa olsun her şeyi yapacaktır ve bu amacı taşımayan herhangi bir eyleme ne zorlanabilir ne de ikna edilebilir.

Anlaşılan o ki, iyi olsun, kötü olsun tüm insanlar, hayatlarını vicdanlarını tatmin etmeye adamıştır.

Eğitim kafayı geliştirmek demektir. Belleği doldurmak değil.

İnançlar kazanımlardır, mizaçlar ise doğuştandır; inançlar değişebilir ancak mizacı değiştirebilecek hiçbir şey yoktur.

İdeallerini özenle yukarı doğru, en büyük zevki bulacağın bir zirveye doğru eğit. Bu durumdan memnun olurken bir yandan da komşuna ve topluma fayda sağladığından emin ol.

İnsanın doğruyu yanlıştan ayırıyor oluşu, onun diğer yaratıklardan zihinsel olarak üstün olduğunu kanıtlar; ama yanlış yapabiliyor oluşu, onun yanlış yapamayan herhangi bir yaratıkdan ahlaki açıdan daha aşağı olduğunu kanıtlar.

Yazmak beni rahatlatıyor. Ayrıca bana düşünmek için bahane veriyor.

Ama öyle inşa edilmişiz ki karşılığı başka bir insanın hayatı olsa bilse o tatmin için her şeyi ödemeye hazırız.

Zihninin istediği zaman gezinmesini engelleyemezsin, efendi olan o, sen değilsin.

Sanırım bir korkak olmaktansa cesur bir kişi olmakta da bir hüner yok?

İnsanın içsel efendisi daima kendi ruhunun memnun edilmesini temenni eder. Sadece bunu ister. Başka hiçbir isteği yoktur. Bunun dışında bir şeye ilgi duymaz.

İçgüdü nedir? Düşünmeksizin ve mekanik olarak gerçekleştirilen, kalıtımla gelen alışkanlıklar sadece.

Paranın maddi değeri yoktur. Eğer manevi değerini çıkarırsan, arkada sadece posası kalır. Her şeyde durum aynıdır. Küçük ya da büyük, görkemli ya da önemsiz, fark etmez. Hiç istisna yoktur. Taçlar, asalar, peniler, el yapımı mücevherler, çevrede ün salmak, dünya çapında şöhret… Hepsi aynı. Hiçbirinin maddi değeri yok. Ancak ruhu tatmin ettiklerinde çok kıymetliler, bunda başarısız olduklarında on para etmez.

Aşk bu dürtü yasasının en tavizsiz formudur. Hedefleri uğruna hayatı ve diğer her şeyi hesapsızca tüketir. Öncelikle hedefin iyiliği için değildir bu, kendi içindir. Hedefi mutlu olduğunda mutludur ve bilinçsizce peşinde olduğu şey de budur.

Ah, iyi ya da kötü yönde milyon tane gözle görülmeyen etki vardır: Beşikten mezara kadar, insan uyanık olduğu sürece etkileyiciler durmak bilmeden çalışırlar.

Planladığım bir şeyin asla planladığım gibi gerçekleştiği olmadı. Hep başka bir şekilde gelişti, hep öngöremediğim bir şekilde.

Bir hayvana aptal demek tam da insan kibriyle küstahlığına uygun bir davranış.

Bir şeye katlanamayan insanlarla katlanabilen insanlar olduğunu hatırlamalı ve her zaman onları birbirinden ayırt edebilmelisin.

Eğer insan mutsuz bir mizaçla doğmuşsa, hiçbir şey onu mutlu edemez. Eğer mutlu bir mizaçla doğmuşsa da hiçbir şey onu mutsuz edemez.

Var olmayan bir şeyi yok edemezsin.

Yapmak için ayarlandığı işleri yapıyor olması bir hüner değildir.

Şans eseri bir kitap ya da gazetede bir pa­ragraf okumak, bir insana yeni bir yol açabilir ve onu eski ilişkilerini terk etmeye ve yeni idealine sempati ile yaklaşan yeni ilişkiler aramaya sevk edebilir.

Maddi açgözlülük diye bir şey yoktur. Tüm açgözlülükler manevidir.

Bana bugüne değin ‘insanları sev’ dedilerse ve ben de sevdiysem, bundan ne sonuç çıkıyordu?

Tarihler, ezberlenmesi zor şeylerdir; ezberlendiklerinde de akılda tutmak zordur. Fakat çok değerlidirler.

Dosdoğru söylemekle lafı dolandırmak arasındaki fark; dürüstlük ile yalancılık arasındaki fark.

Aklın, insanın yardımına ihtiyacı olsaydı, ona iş vermesi için sabahları uyanmasını beklerdi.


Mark Twain Sözleri ve Alıntıları
Özlü Sözler
Samuel Langhorne Clemens (Mark Twain) (d. 30 Kasım 1835, Florida, Missouri, ABD – v. 21 Nisan 1910, Redding, Connecticut, Amerika Birleşik Devletleri), Amerikalı Mizahçı, Roman Yazarı, Yazar ve Öğretmen.

Yorum Yaz