Rasim Özdenören Sözleri ve Alıntıları…
Hep kendi yüreğine dalmak, kurtuluş bundadır.
Hep yalana inanmaya alışmış olanlar doğruya inanmakta güçlük çeker. (Gül Yetiştiren Adam)
Hakikat biz ondan gafil olsak da varlığını sürdürüyor. (Acemi Yolcu)
Aslında sıradan insanın aslî özelliklerinden biri olan dürüstlük artık sıradan değil, fakat sıradışı sayılıyor. (Ben ve Hayat ve Ölüm)
Rasim Özdenören Sözleri: Gül Yetiştiren Adam Eserinden Alıntılar
İçinizdeki İslam’ı gösterin. Çünkü İslâm, sizin üzerinizde görünmek ister. İman gizlidir, İslâm açık. İman kalbtedir, İslâm zahirde. İslâm şeriatsa, şeriat sizin amellerinizde görünmek ister.
Kendimi çok iğreti görüyorum bu insanların arasında.
Ağlamak… Yalnız gözyaşı dökebilen insan anlayabilir bazı şeylerin hikmetini.
Kimse olduğum gibi görmek istemiyor beni. Nasıl söylesem, herkes kendi icat ettiği gibi bakıyor bana.
Aslında kimse gerçek düşüncelerini yaşamıyor, içinde bulunduğu bir hali sürdürmek ya da o halden kaçmak, çekip gitmek için can atıyor.
Nedensiz, tuhaf bir sıkıntı, tuhaf bir yalnızlık içinde duyumsuyordum kendimi. Belki de birdenbire başladı. Ya da öteden beri vardı da böyle bir şey içimde, birdenbire ortaya çıkıverdi.
Şehrin bir yerinde birileri ölüyor, ne korkunç!
Sanıldığı kadar kimse dayanıklı değildir gerçekler karşısında.
Nedendir bilmiyorum, içim kan ağlıyor.
Bol bol okuyun ve okumayı terk etmeyin. Derdi olan insan okur, derdi olmayan da okuyarak dert sahibi olur. Asıl mesele derdimizin olmasıdır.
İnsanlar aslında birbirini tanımadıkları için severler, şaşırtıcı değil mi? Tanıdıktan sonra nefret ederler birbirlerinden.
Kara gecede, kara taşın üstündeki kara karıncanın kıpırtısı bile denetim altındayken som bilinç olan insanın kendini denetimden uzak sayması mümkün müydü?
Boşuna olamazdı, hiçbir şey boşuna olamazdı, boşuna değildi, sebepsiz, yersiz değildi, bekliyordu ve beklediği gelecekti.
Biliyor musun korkaklık da bulaşıcıdır, yiğitlik de.
Biz, hüzün peygamberinin ümmetiyiz.
Ölüm nedir biliyor musun? Önünde sonunda çalacağımız tek hakikat kapısı.
Hani bazen filmlerde olur, adam masumdur ama bunu yalnızca seyirci bilir, asıl bilmesi gereken bilmez. Bütün hayatım boyunca böyle bir durumda yaşadım ben.
Peygamberimiz güzel kokuyu severlerdi, dedi, bana üç şey sevdirildi diye buyurmuşlardı bir gün. Onların biri güzel kokuydu işte.
Ne sen anlıyorsun, ne de ben anlatabiliyorum.
Biz hepimiz lüzumundan fazla ciddiyiz. Belki de bunun için mutlu olamıyoruz.
Söz çok, ama sözlerle oyalanacak vakit yok.
Hiçbirimiz kendimize ait yerlerde gezinmiyoruz.
Bazı şeyler üzerinde durulunca önem kazanır, kendiliğinden bir önemleri yoktur oysa.
Eve kapanıp kalmakla insan değiştirmek istediği bir dünyayı değiştiremez.
İstemek başka, yapmak başka. İsteseydim olurdu.
Dışı kâfire benzeyen insanın içi de ona benzemeye başlar. O’na döndürüleceğimiz gün yakındır, pişmanlığın fayda vermeyeceği dem gelmeden hemen tevbeye sarılın.
Engel diye düşündüğün şeyi düşünmemiş olsaydın, engel olduklarını hiçbir zaman ayırt edemeyecektin.
İğreti şeylere tutunuyoruz. Üstelik tutunduğumuz her şey bir an sonra elimizin altından kaymaya başlıyor.
Kaybetmek ve durmadan kaybını telafi etmeye çabalamak. Bir kez girdin mi bu çembere kurtuluş yok.
Benim için ne düşündüklerini hiç önemsemiyorum artık, ben ne düşünüyorum, budur önemli olan benim için.
Müslümanca Yaşamak Eserinden Alıntılar
Müslümanın en etken tebliğ aracı bizzat yaşayışıdır.
Dünyaya bir misyonla gönderildiğine inanan insan, önemli bir hususu unutuyor: Kul olduğunu.
Allah dilerse her şey olur, ona kuşku yok.
Nice âlim vardır ki, onları ilim bozmuștur.
Temiz ve umutlu olmalı sevgi.
Ölçü elbet Şeriattır.
Yükte hafif pahada ağır bir şeydir: “Müslümanca yaşamak”.
Müslüman’ım diyen kimse, İslâm’ı yeniden kavramanın yolunu bulmalı.
Müslüman insan, büyük ölçüde kendi iradesiyle girdiği var olan şartların dışına çıkma cesaretini, hevesini göstermeye yeltenmedikçe, o şartların mahkûmu olarak yaşamasını sürdürecek demektir.
Hissettiğim bir gerçek var: İslâm, alelâde insanları, vasat, sıradan insanları bile bir hikmet kaynağı haline dönüştürmektedir.
Müslümanca bir hayat tarzını yaşayabilmek için şehadet kelimesinin getirdiği sonuçlara uymak gerekmektedir.
Asr-ı Saadet, geçmişte kalmış bir zaman kesiti değil, fakat bir yaşama tarzıdır.
Vazgeçemeyeceğimizi sandığımız yanlış alışkanlıklar edindik. Bu alışkanlıklar vazgeçilmez kabul edildiği için onlardan vazgeçmek göze alınamıyor.
Müslümanların emperyalizme niçin karşı çıktığını anlamak için, önce Müslümanca yaşayış tarzının ne olduğunu öğrenmek gerekir.
Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler
İslâm’da aklı aşan şeyler vardır, fakat akla aykırı bir şey yoktur.
Oysa İslam, nefs terbiyesini teklif ediyor; nefsini, nefsani arzularını putlaştırmış olanlarsa putlarına kimseyi dokundurmak istemiyor.
Bugün problem alanı olarak önümüze getirilen konuların tümüne düzmece problemler diye bakılmalıdır. İnsanlar her neyi put olarak görmüşlerse o putlar karşılarına problem olarak çıkmaktadır.
Müslüman çağın gözüyle İslama bakmaz, İslamın gözüyle çağa bakar.
Dünyayı, kötü bir dünya yapan insan değilse, kimdir peki? (Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı)
Herkes kendi içine kapanmıştı. Artık kimsenin yeni dostluklara ihtiyaç duymayacağı bir çağa gelmişler ve o çağın keyfini çıkartmaya çalışıyor hali içindeydiler. (Hışırtı)
Hayatı, değer verdiği bir yerinden kırılmıştı sanki. (Hastalar ve Işıklar)
Anlatılacak bir şey yok, ama yaşanacak şeyler var. (Kuyu)
Aşıklar arasında aklı başında olanına az rastlanır ya da rastlanmaz. (Aşkın Diyalektiği)
Zulüm, bir şeye hakkı olan şeyi vermemektir! (Kuyu)
Ama insan gene de eskir. Eskimeyen zamandır. (Çözülme)
Hangimiz hangimizde yitmişiz? (Hangimiz hangimizde yitmişiz?)
Aslında sıradan insanın aslî özelliklerinden biri olan dürüstlük artık sıradan değil, fakat sıradışı sayılıyor. (Ben ve Hayat ve Ölüm)
— Rasim Özdenören
Rasim Özdenören Sözleri ve Alıntıları
Özlü Sözler
Rasim Özdenören (d. 20 Mayıs 1940, Kahramanmaraş -ö. 23 Temmuz 2022, Ankara), Türk öykü ve deneme yazarı.
Yorum Yaz
Bir yorum yazmak için giriş yapmalısınız.